Mesela Milliyet'te yabancı gazetelerden tercüme ettiklerimiz manşet bile oluyordu.
İşte 1976 yılının ortalarında sevgili ağabeyim Mustafa Küçük ile tanıştım. Mustafa Küçük ağabeyim bütün yabancı ajansların temsilciliğini yapıyordu. Güzel bir James Bond çantası vardı. İçinde çeşit çeşit yüzlerce renkli dıalar. (fotoğraflar)
Biz neredeyse her gün Küçük ağabeyimden o ''dıa''lardan alır gazeteye koyardık. Bu yıllarca sürdü.
1990'lardan çok sonra Murat Küçük ile arkadaşlığım başladı. O da puro meraklısıydı ben de.
Puroları genelde Cenevre'deki ''Gerard''dan alırdım. O da yurt dışından getirirdi. Neşesi çok yerinde ve naif bir çocuktu. Onunla sık sık Akmerkez'deki ''Paper Moon''da buluşur, sohbet ederdik.
Müthiş bir zekası vardı. Soyadı Küçük'tü ama aklı çok büyüktü.
Ama bunların hepsi geride kaldı. Çok genç yaşta Hakk'ın yoluna yürüdü. Mustafa ağabeyi, annesini, kardeşini yakınlarını geride ''mahsun'' bıraktı.
Ancak sevenlerinin kalbinden hiç çıkmayacak.
Hoşcakal Murat kardeşim.