Beynimizi taze ve zinde tutacak küçük bilgi küpleri

Değerli dostlar günümüzde eğitim ve kalitesi her eden gün düşerken, ilk öğretimden başlayarak geleceğimiz çocuklarımız ve gençlerimiz üniversite de dahil olmak üzere bilgi yetersizliğine mahkum edilmekte. Ülkemizde adım başı açılan üniversite sayısın çokluğu zaten kaliteyi süratle düşürmekte.

14 Nisan 2022 Perşembe 21:21 - Güncelleme: 14 Nisan 2022 Perşembe 21:21

bir okul açmak yerine okul kütüphanelerine destek vermek,  onların gelişimini sağlamak bağışlar yaparak zengin dökümanlarda sahip kitaplara yatırım yapmak belki eğitimi biraz daha geliştirecektir.12 milyon esere sahip Oxford üniversitesi İngiltere’nin ikinci büyük kütüphanesi,  yani iyi eğitim vermek için birinci şart bağışlarla kütüphaneleri büyütmek.

  İ.T.Ü, 1.450.000 yayın, 2.600. 000 elektronik teze sahip. Çok basit yeni eğitim kurumları değil zengin eğitmenli ve engin kütüphaneler çoğaltmamız lazım. Üniversite eğitimi teknik ve mesleki bilgiler edindiğimiz kurumlar, kütüphaneler önce mesleki eğitimi zenginleştirirken genel kültür gelişimi için de paha biçilemez bir hazine olacaktır. Aslında bir çoğumuz maalesef ki çok bencil düşünüyor ve bencil davranıyoruz, benim çocuğum, iyi okusun iyi kazansın, kendisine yetsin düşüncesi çok bireysel çok da çukur, sizin çocuğunuz değil Ülkemizin çocukları, bir çocuk iyi okursa tek başına ne yapabilir? Bu gemisini kurtaran kaptan hikayesi değil, filolar yapabilme insiyatifi.

  İlk iş olarak eğitim ve öğretim için neler yapabiliriz diyerek elele vermeliyiz, inşaatlar yapmak yerine okullara destek olmalıyız.1980’lerde mantar gibi biten inşaat sektörüne karşılık hala konut ve yaşam, özellikle İstanbul’da hiçbir düzene sahip olamadı. Değerli dostlar bu şehri artık gerçek sahiplerine bırakıp doğduğunuz illere dönerseniz daha mutlu daha ekonomik yaşarsınız. Her şeye rağmen gelenek, görenekleriniz, mutfağınızla kendi doğduğunuz yörelerde daha canlı ve kalıcı kılmak sizlerin elinde. Edindiğim bilgiler 1950-60 lı yıllarda su bugün gibi ellerinin altından akmıyordu ama hiç kimse de toplu taşıtlarda kalabalıklarda kokmuyor, kimseyi de rahatsız etmiyordu.

  Sonra köylerden göçler artıkça herkes kendi yöresinin mutfağını İstanbul’a taşıdı ve bu beslenme şekilleri de kimyamızı değiştirdi. Bu bizim sorunumuz değil toplumun ve şartların acımasızlığı, üzgünüm ama cehaletin perişanlığı. Tarım yapan efendiler hayvancılık yapan efendiler nerdesiniz hani köylü bu yurdun efendisiydi.

  Büyük şehirde köle gibi çalışmak ne asalet bırakıyor insanda ne de efendilik. Eskiye dönmek fazla değil 40 yıl öncesine, Kendi ürettiğimizi tüketerek ancak ülke ve gençlerin geleceğini kurabiliriz, bir ekip bin biçilen topraklar nerede? İthal tohumlarla toprağın doğasını bozmalarına seyirci kalarak bugün Trakya’nın en değerli üretimi ayçiçek yağını bile ithal eder olduk. Günümüzde karış karış bereketli topraklarımız vatandaşlık karşılığı satılırken hani nerede bu vatanı yoktan var edenlerin damarlarımızda ki asil kanı. Milli mücadele yıllarında, kurtuluş savaşında tüm üst düzey askerlerin eğitim, kültür ve özellikle yabancı dil bilgileri gerçekten akıl almaz düzeydeydi, yüksek öğrenim kurumu günümüzde ki İTÜ Mühendishane mektebi olarak eğitim veriyordu, örneğin İsmet İnönü mühendishane mezunuydu. Eğitimli birikimli insanlar bu ülkeyi yoktan var etti ama 1950’lerden başlayarak her geçen zaman ülkemiz can kaybetmeye başladı, teknoloji icad oldu mertlik bozuldu. Bugün dış güçler bizi yönetiyor derken bile hiç içimiz sızlamıyor mu?

  Atatürk ve ekibi, milyonlarca şehit kanı akıtılarak ülkeyi var ettiğinde dış güçler ancak ülkemizin önünde saygı ile eğildi. Sonra 1946 yılında çok partili seçime geçildikten sonra özür dileyerek diyorum ki kedi gitti meydan kaldı. Eğitimden başladık nereler geldik zaman içinde ülkemizin yakın tarihi ile ilgili bilgiler paylaşacağım, dostlarım aklınıza takılan merak ettiğiniz ne varsa elim erip dilim döndüğünce sizleri aydınlatmaya çalışacağım hayatın gerçekleri ile pozitif yaklaşımlarda kalın.

Nurgül Yeşilçay'ın videosu ''48 kere maşallah'' dedirtti

Nurgül Yeşilçay'ın videosu ''48 kere maşallah'' dedirtti

Sergen Yalçın'dan bir çalım da Sefo'ya! Melisa Döngel'i kaptı

Sergen Yalçın'dan bir çalım da Sefo'ya! Melisa Döngel'i kaptı

Orhan Gencebay'ın eşinden muhalefete 'köpek' benzetmesi

Orhan Gencebay'ın eşinden muhalefete 'köpek' benzetmesi