Meme sağlığı, kadınların yaşamında hem fiziksel hem de psikolojik açıdan büyük önem taşıyor. Kendi kendine muayene sırasında fark edilen küçük bir sertlik bile “kanser olabilir mi?” endişesini beraberinde getiriyor. Uzmanlara göre, genç kadınlarda sık görülen fibroadenom, çoğu zaman iyi huylu bir tümör olarak seyreder ve yalnızca düzenli takip gerektirir.
“FİBROADENOM İYİ HUYLU TÜMÖRLERDİR”
Prof. Dr. Bülent Çitgez, ŞOK gazetesine yaptığı değerlendirmede fibroadenomu şöyle tanımladı: “Fibroadenom, meme dokusu içinde oluşan, genellikle pürüzsüz yüzeyli, sert ve lastik kıvamında hissedilen iyi huylu bir tümördür. Kadınlar çoğu zaman kendi kendine yaptığı muayenelerde bu kitleleri fark eder. En sık 15-35 yaş arasında görülür. Hormonal değişikliklere bağlı olarak büyüyüp küçülebilir.”
KANSERE DÖNÜŞMEZ AMA TAKİP ŞART
Uzman isim, fibroadenomların genellikle kansere dönüşmediğini belirterek, düzenli ultrason ve mamografi takibinin önemine vurgu yaptı: “Bazı fibroadenomlar zamanla küçülürken, bazıları büyüyebilir. Eğer takipte büyüme gözlemlenirse cerrahi müdahale gerekebilir.”
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Fibroadenom genellikle belirti vermez; meme başında akıntı, ağrı veya kızarıklık görülmez. Ancak elle muayenede hareket eden sert bir kitle hissedilmesi en belirgin bulgu olarak kabul edilir. Bu nedenle her kadının 20 yaşından itibaren kendi kendine muayeneyi öğrenmesi önem taşır.
HORMONAL DEĞİŞİMLER ROL OYNUYOR
Kesin nedeni bilinmese de hormon dalgalanmaları fibroadenom oluşumunda etkili. Ergenlik, hamilelik ve doğurganlık dönemlerinde östrojen seviyesinin yükselmesi, bu kitlelerin ortaya çıkmasına yol açabiliyor. Menopozla birlikte hormon düzeyi düştüğünde ise fibroadenomlar genellikle küçülüyor veya tamamen kayboluyor.
HER FİBROADENOM AYNI DEĞİL
Prof. Dr. Çitgez’e göre fibroadenomların farklı türleri bulunuyor:
Basit fibroadenom: En sık görülen tip, tek yapılıdır.
Kompleks fibroadenom: Daha hızlı büyüyebilir.
Juvenil fibroadenom: Genç yaş grubunda ortaya çıkar, genelde kendiliğinden kaybolur.
Dev fibroadenom: 5 cm’den büyük kitlelerdir, cerrahi gerektirebilir.
TEDAVİ VE TAKİP SÜRECİ
Tedavide genellikle yakın takip yöntemi uygulanıyor. Kitle büyüme eğilimi gösterirse veya rahatsızlık veriyorsa cerrahi müdahale gündeme geliyor. Çitgez, “5 cm’den büyük kitlelerde veya hızlı büyüme durumlarında lumpektomi, kriyoablasyon ya da lazer ablasyonu yöntemlerinden biri uygulanabilir” dedi.
“PANİK YERİNE BİLİNÇLİ HAREKET EDİN”
Kadınlara önemli bir mesaj veren Prof. Dr. Bülent Çitgez, şu uyarılarda bulundu: “Her kadın bedenini tanımalı, düzenli olarak kendi kendine muayene yapmalı. 40 yaşından sonra mamografi taramaları ihmal edilmemeli. Panik değil, farkındalık hayat kurtarır.”
