ŞOK - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti Grup Toplantısı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. İmralı Süreci kapsamında ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Öcalan için gündeme getirdiği 'Umut Hakkı'na ilişkin soruya yanıt verdi. Tunç, "Böyle bir durum söz konusu değil, böyle bir görüşme de yok" diye konuştu.
DEM PARTİ'DEN JET YANIT
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Tunç'a sosyal medya üzerinden yanıt verdi. Doğan "Sayın Bakan, Umut hakkı tartışmasından bağımsız; üslubunuz bu süreçte ihtiyacımız olan yapıcı dilden uzak, ne yazık ki zehirleyici bir etki yaratıyor. Toplum olarak beklentimiz; temsil gücünüzü adaleti tesis etmek için kullanmanız. Polemiğe değil, hukuka ve demokratik uzlaşıya ihtiyacımız var" dedi.
'YAPILABİLECEKLER VAR DEMİŞTİK'
Tunç'un açıklamalarından satırbaşları şöyle:
- Tabii terörsüz Türkiye süreci ülkemiz için çok önemli. Terör örgütünün kendini feshetmesi ve silah bırakması kararı ülkemizin özellikle 40 yıldan fazla gelişmesinin kalkınmasının önünde engel olan terör belasından kurtulmamız bakımından çok önem arz etti.
- Tabii bu sürece kolay gelinmedi. 40 yıldan fazla büyük bir mücadele gerçekleştirildi. Bu mücadelede binlerce şehit verildi ve trilyonlarca maddi kaybımız oldu. Bundan sonraki süreçte terörün olmaması, terörsüz bir Türkiye'ye adım atmamız ülkemizin geleceği ve çocuklarımızın emniyeti açısından çok önemli.
- Türkiye dünyada güçlü bir ülke olacaksa ve "Bu yüzyıl Türkiye'nin yüzyılı" damgasını vuracaksak terörün olmadığı bir Türkiye'yle vuracağız. Ve bu konuda da birlik beraberliğimizi daha da güçlendirerek, iç cephemizi daha da kuvvetlendirerek yolumuza devam edeceğiz.
- Tabii Sayın Bahçeli'nin grup konuşmasından sonra ekim ayındaki sayın cumhurbaşkanımızın da koyduğu irade doğrultusunda çalışmalar yapıldı ve bu süreç terör örgütünün feshiyle sonuçlanmış oldu.
- Burada tabii bahsettiğimiz yasal düzenlemelerle ilgili olarak DEM Partisinin bu süreçte Adalet Bakanlığımızı da ziyaret etti. Birtakım görüş ve önerilerde bulunmuşlardı. Görüş alışverişinde bulunmuştuk. Burada özellikle bizim daha önceden de devam eden çalışmalarımız var.
- Yargı Reformu Stratejisi kapsamında geçmiş dönemlerde demokratikleşme adımları ve özellikle hukuk devleti ilkesini güçlendiren, temel hak ve özgürlükleri tahkim eden çok önemli ilerlemeler sağladı ülkemiz ve teröre zemin hazırlayan istismar konusu olan bütün konuları ta 2002'de OHAL'in kaldırılmasından başlayarak çok önemli aşamalar kaydetti ülkemiz ve terörün istismar ettiği bütün alanları birer birer kaldırdık.
- Ve özellikle güvenlik güçlerimizin de kahramanca mücadelesi sayesinde bu noktaya gelinmiş oldu. Şimdi tabii önümüzdeki Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında 23 Ocak'ta Sayın Cumhurbaşkanımız kamuoyuyla paylaşmıştı. Orada beş amaçtan birisi ceza adaleti sisteminin etkinliğinin artırılması. Hem soruşturma aşamasında hem dava aşaması hem de infaz aşamasıyla ilgili "Yapılabilecekler var." demiştik ve bu konudaki yapılabilecekleri de bir genel çerçeve içerisinde kamuoyuyla Sayın Cumhurbaşkanımız paylaşmıştı.
- Ve o doğrultuda da yaptığımız birtakım hazırlıklar oldu. Özellikle gündeme getirilen hasta hükümlü ve tutukluların durumu. Cezaevlerinde hayatını yalnız başına idame ettiremeyecek şekilde hasta olan hükümlü ve tutuklular var.
- Bunların alternatif infaz usulleri kanunumuzda var. Hasta hükümlü ve tutukluları orada özellikle rehabilitasyon tipi cezaevlerinde bunların hem tedavileri yapılıyor hem infaz süreci var. Bunların özellikle beş yılın altında işlenen suçlar bakımından bu uygulanabiliyor. Bu konuda değerlendirme elbette ki Meclisimizde milletvekillerimiz bu süreyi artırabilir ve uygulanabilirliğini daha da genişletebilir.
TARTIŞMA NEREDEN ÇIKTI?
MHP lideri Devlet Bahçeli, 22 Ekim'deki konuşmasında 1999'da idam cezasına çarptırılan, cezası ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrilen ve 25 yıldır İmralı Cezaevi'nde bulunan PKK lideri Abdullah Öcalan'ı kast ederek, "Terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın" demiş ve eklemişti:
"Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, 'umut hakkı'nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil, ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın."