Ayasofya, yüzyıllar boyu tarihe tanıklık etti. Savaşları, barışları, dönüşümleri, felaketleri yaşadı. Bazen Hristiyanlığın kalesi, bazense İstanbul'un fethinin sembolü haline geldi. Böylesine kadim bir yapıyı anlatmaya sayfalar yetmez, sırları ise saymakla bitmez. Ayasofya'nın çözülemeyen o meşhur sırlarından biri de Enrico Dandolo'nun mezarı.
KORKUNÇ SALDIRILAR GERÇEKLEŞTİ
Hristiyanlığın Katoliklik ve Ortodoksluk olarak ikiye bölünmesi, en çok da Ayasofya'ya zarar verir. Bu müthiş yapı, Haçlıların 1204 yılında Konstantinopolis'e yaptıkları kanlı saldırı sonucu Venedik Dükü Enrico Dandolo'nun eline geçer, yağmalanır, içerisindeki bronz ve altın haçlar Latinler tarafından çalınır. 4. Haçlı Seferleri'nde Kudüs'e saldırmak yerine Konstantinopolis'i ele geçirmeyi kafaya koyan 'Ölümsüz Dük' bunu başarmıştır. rahipler katledilmiş, Ayasofya'daki değerli eşyalar çalınmıştır. Uzun yaşamı nedeniyle 'Ölümsüz Dük' olarak anılan Dandolo, Ayasofya'yı ele geçirdiğinde 93 yaşında ve kör olduğu için bu muazzam mabedi görmekten mahrum kalır.
KEMİKLERİNİN HALİÇ'E ATILDIĞI İDDİASI
Dandolo, Mayıs 1205'te, Konstantinopolis'in işgalinde daha 1 yıl dolmamışken nekrozdan ölür. Son isteğinin Ayasofya'ya gömülmek olduğu söylenir. Öyle de olur... Enrico Dandolo, Ayasofya'daki cennet ve cehennem kapısı denilen yerden geçilen bölüme gömülüyor. 1268 yılında Konstantinopolis'in Bizans tarafından yeniden alınmasıyla Enrico Dandolo'nun kemiklerinin Ayasofya'dan çıkartılarak Venedik'e iade edildiği öne sürülüyor. Bizans kaynakları ise, intikam amaçlı bu kemiklerin Haliç'e atıldığını yazar.
HALA AYASOFYA'DA OLABİLİR
Bir diğer söylenti ise 1453'te İstanbul'un fethiyle Dandolo'nun mezarı Yeniçeriler tarafından açılır. Ancak mezarda bir miğferden başka şey yoktur. 1850'de restorasyon sırasında mezar tekrar açıldığında, boş olduğuna dair herhangi bir rapor tutulmaz. Ölümsüz Dük'ün mezarı 800 yıllık bir sırra dönüşür. Yapılan jeoradar çalışmaları sonucu ise Enrico Dandolo'nun mezarının hala Ayasofya'da yer alıyor olabileceği ortaya çıkmıştır. Ölümsüz Dük'ün sırrı, günümüzde bile netlik kazanamamıştır.
MUSTAFA SEZER