ŞOK - Sanat dünyasının önde gelen isimlerinden menajer Ayşe Barım, Gezi Parkı eylemleri sırasında sanatçılarla birlikte hareket ettiği ve kamuoyu üzerinde etki oluşturduğu gerekçesiyle yargılanıyor.
Barım, uzun süredir yürütülen Gezi Parkı dosyasının yeniden açılmasıyla birlikte 169 gün önce tutuklanmıştı.
169 GÜNLÜK TUTUKLULUKTAN SONRA İLK SAVUNMA
Bugün saat 11.08’de İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarılan Ayşe Barım, saat 11.15’te savunmasına başladı. “Devleti yıkmaya nasıl destek vermişim, anlamıyorum. Evime 10 polis geldi, gözaltına alındım, tutuklandım. 169 gündür Silivri’deyim. İddianame ise 92. gün hazırlandı” diyerek suçlamaları kabul etmedi.
SANATÇILAR MAHKEMEDE BULUŞTU
Duruşma öncesi birçok ünlü isim Ayşe Barım’a destek olmak için Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne geldi. Destek verenler arasında şu isimler yer aldı: Birce Akalay, Bergüzar Korel – Halit Ergenç çifti, Hakan Kurtaş, İbrahim Selim, Serenay Sarıkaya, Ezgi Mola, Metin Akdülger, Birkan Sokullu, Hande Erçel.
Adliye önünde basın mensuplarına açıklama yapılmazken, oyuncuların sessiz ama kararlı destekleri dikkat çekti.
"ASILSIZ İTHAMLAR YAPILDI"
Cumhuriyet'in aktardığına göre, Barım, savunmasında şu ifadeleri kullandı: “Benimle ilgili tüm iddialar asılsızdır. Sosyal medya üzerinden yaratılan algı çalışmasının ardından hakkımda iddianame düzenlenmiş oldu. 23 yıldır menajerlik yapıyorum. Ocak ayında sosyal medyada hakkımda bir karalama kampanyası başlatıldı. Bu iddialar ilk olarak genç bir oyuncum üzerinden, gayri ahlaki şekilde para kazandığım yönünde ortaya atıldı. Ardından hakkımda tekelci olduğum gibi asılsız ithamlar yapıldı.
İftiraların ardı arkası kesilmedi; Gezi Parkı eylemleri üzerinden oyuncularımı yönlendirdiğim gibi suçlamalar üretildi. Ben hukuki haklarımı ararken bir sabah evime polisler geldi, evim ve iş yerim arandı. 3 gün gözaltında tutulduktan sonra sabaha karşı mahkemeye çıkarılıp tutuklandım. Gezi Parkı’na ilişkin bugüne kadar birçok soruşturma ve iddianame hazırlandı, hiçbirinde adım dahi geçmiyor. Bana nasıl bu kadar ağır bir iftira atılabilir, anlamıyorum.”
“İDDİANAMEDE ADI GEÇEN OYUNCULAR 2013’TE BENİMLE ÇALIŞMIYORDU”
İddianamedeki tarihsel tutarsızlıklara ve kendisine yöneltilen suçlamaların dayanaklarına dikkat çeken Barım şöyle devam etti: “İddianamede adı geçen oyuncular, 2025 yılında benimle çalışan oyunculardır. Ancak Gezi Parkı olayları 2013 yılında yaşandı. İddianamede adı geçen hiçbir oyuncuyla o dönemde Gezi Parkı eylemleriyle bağlantılı bir ilişkim yoktur. Gezi Parkı döneminde yalnızca bir kez oraya gittim. İddianamede yer alan tek fotoğraf da o güne ait. O gün, bana bağlı çalışan oyunculardan 12 kişi, kendi istekleriyle Gezi Parkı’na gitmeye karar vermişti. Zaten bunu sosyal medyada kendileri duyurdular. Oyuncular setten çıkıp Gezi Parkı’na gidince, ben de setten veya oyunculardan birinin beni araması üzerine, onların yanında olmak için oraya gittim. Söz konusu fotoğraf da o gün çekilmiş bir kare. Üstelik o gün Gezi Parkı’nda çok sayıda ünlü oyuncu vardı ve o oyuncular o dönem benimle çalışmıyordu.”
SAĞLIK SORUNLARI YAŞAMIŞTI
Kalp ve beyinle ilgili toplam 9 ciddi hastalığı bulunan Ayşe Barım, cezaevinde hayati tehlike oluşturan sağlık sorunlarıyla mücadele ediyor. Son altı ayda sağlık durumu nedeniyle defalarca fenalaşan Barım, geçtiğimiz haftalarda bir kez daha hücresinde bayıldı.
Avukatları, müvekkillerinin yaşamsal riski göz önünde bulundurarak tahliyesi için 20 ve 30 Mayıs tarihlerinde mahkemeye başvuruda bulundu. Ancak her iki başvuru da reddedildi. 5 Haziran’da yaşanan yeni bayılma vakasının ardından 11 Haziran’da yeniden mahkemeye başvuran avukatlar, bu kez “ani ölüm riski”ni gerekçe gösterdi. Fakat mahkeme, bu talebi de kabul etmedi.
Mahkeme, Ayşe Barım’ın sağlık durumunun detaylı incelenmesi için Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne sevk edilmesine karar verdi. 9 kişilik uzman hekim heyetinin hazırladığı 2 Temmuz tarihli raporda, Barım’ın cezaevinde kalmasının yaşamı açısından ciddi tehdit oluşturduğu açıkça ifade edildi. Rapora göre, Barım’a kalıcı kalp pili takılmaması halinde ani ölüm riski bulunuyor. Ayrıca, daha önce beynine yerleştirilen iki stente rağmen yeni bir anevrizma oluştuğu ve bu baloncuğun patlaması durumunda beyin kanaması, felç ya da ölümle sonuçlanabilecek komplikasyonlar gelişebileceği belirtildi. Söz konusu anevrizmanın konumu nedeniyle şu an müdahale edilemediği de raporda yer aldı.
Barım’ın avukatları, sağlık kurulu raporunu da dosyaya ekleyerek yeniden tahliye talebinde bulundu. Adli Tıp Kurumu raporu beklenmeden tahliye kararının verilmesini isteyen avukatlar, aksi takdirde yaşanabilecek olası hayati sonuçların sorumluluğunun cezaevi yönetimi ve yargı organlarında olacağını ifade etti.