ŞOK- İktidarın başlattığı 'Terörsüz Türkiye' adımları devam ediyor. Komisyonda konuşmasında süreçle ilgili değerlendirmelerde bulunan Bülent Arınç, gelinen noktayı, “denizin bittiği, geminin karaya vurduğu bir nokta” olarak niteledi. Birgün'ün haberine göre, sürecin başlamasında Devlet Bahçeli’nin rolünü hatırlatan Arınç, “Eli yukarıdan tutarak başlatan Bahçeli’ye teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanının kararlılığı ve komisyonun çalışmaları bu işin yürütücüsü olacaktı. En çok DEM’den çekiniyorduk, DEM öncü oldu, takdir ediyorum.” ifadelerini kullandı.

ÜÇ TALEP

Eski TBMM Başkanı Arınç, konuşmasının devamında üç temel talebini “Umut hakkı mutlaka uygulanmalıdır.”, “Genel bir affa zaruri ihtiyaç olarak bakıyorum.”, “KHK ile ihraç edilenler, görevlerine iade edilmelidir.” diyerek sıraladı.

Arınç ayrıca, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına tam uyulması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin mevcut anayasasının çağdaş hukuk normlarıyla uyuşmadığını ve yeni bir anayasanın zorunluluk haline geldiğini ifade etti.

UMUT HAKKI NEDİR?

“Umut hakkı”, özellikle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan mahkûmların, belirli bir süre sonra koşullu salıverilme ihtimaline kavuşabilmesini sağlayan bir insan hakkı olarak tanımlanıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bu hakkın tanınmamasını, “insanlık dışı muamele” kapsamında değerlendiriyor.

Bu hak, mahkumların; Ağırlaştırılmış müebbet cezası almış olması, en az 30 yıl cezaevinde bulunması, disiplin cezası almamış olması gibi koşulları karşılamasını gerektiriyor.

TARTIŞMALARIN ODAĞINDA ÖCALAN VAR

Umut hakkı, özellikle MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Abdullah Öcalan’a yönelik dikkat çeken çıkışlarının ardından kamuoyunun gündemine oturdu.

Bahçeli, geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada, PKK’nın silah bırakması ve Öcalan’ın örgütü lağvetmesi durumunda “umut hakkından yararlanmasının önünün açılabileceğini” ifade etmişti.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de 2014 tarihli kararında, Abdullah Öcalan’ın serbest kalma umudu olmadan tutulmasının, umut hakkının ihlali anlamına geldiğine hükmetmişti. Ancak Türkiye, bu kararı bugüne kadar uygulamaya geçirmedi.

Muhabir: Saadet Çakır