ŞOK- Uçum, geçiş sürecinin hassasiyetine dikkat çekerken, “TBMM bünyesinde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu da bu konudaki tarihi adımlardan biridir. Terörsüz Türkiye’nin inşa süreci bir geçiş sürecidir. Elbette geçiş süreci sorunsuz yürümüyor, bundan sonra da çeşitli sorunlar çıkacağı öngörülebilir. Dışarıdan ve içeriden eylemsel ve fikri sabotajlar yapmaya çalışan merkezler var. Bunlara karşı devletin çok olasılıklı tedbirler aldığı anlaşılıyor” ifadelerini kullandı.

'TERÖRSÜZ TÜRKİYE TARİHİ BİR FIRSAT'

Uçum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde yürütülen terörle mücadele sürecini “tarihi” olarak niteledi ve bu geçiş döneminin çeşitli zorluklar barındırdığını belirtti. TBMM bünyesinde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunu örnek göstererek, bu yapıların sürece yapacağı katkıların önemine vurgu yaptı.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum, “Geçiş süreçlerinin kendine has özellikleri sebebiyle bazı sorunlu gruplar fırsat arayışına girerler. Bu tip yapıların dijital suç örgütlerinden yabancı istihbaratla ilişkili odaklara kadar geniş bir yelpazesi olabilir. Ancak süreç ilerledikçe bu yapılar adım adım tasfiye edilir” dedi.

'ULUSLARARASI SİSTEM ÇÖKTÜ'

Uçum, değerlendirmesinde yalnızca iç politika değil, uluslararası sistemin mevcut durumuna da değindi. “Filistin/Gazze soykırımı, uluslararası sistemin çöküşünü tescilledi. Siyonist saldırganlığa karşı dünya adeta felç olmuş durumda. Türkiye’nin çabaları dışında anlamlı bir gayret yok” diyerek, Erdoğan’ın bu süreçteki liderliğini öne çıkardı.

'BİR SIRSAT HEBA EDİLMEMELİ'

Uçum, “Türkiye Yüzyılı” hedeflerinin gerçekleştirilmesinin ön koşulunun, terörden arınmış bir Türkiye olduğunu belirterek, “Komisyonun yapıcı ve kapsayıcı bir reform vizyonu geliştirmesi, bu sürecin başarısı açısından belirleyici olacak. Aktüel siyasi tartışmalara sıkışmak bu tarihi fırsatı heba eder” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine de yer veren Uçum, “Siyasi görüşlerimiz, hayat tarzlarımız, kökenlerimiz, fikirlerimiz farklı olsa bile hepimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin asli sahipleriyiz, aynı evin fertleriyiz” diyerek açıklamasını sonlandırdı.

Uçum'un yazısı gündem olurken, paylaşıma yorum ve beğeni yağdı.

SUÇ DUYURULARI PEŞ PEŞE GELDİ

Uçum’un açıklamaları, son günlerde gündeme gelen Rezan Epözdemir iddialarının ardından geldi. Eski AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar, Uçum’un İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’e baskı yaptığı iddiasını ortaya atmıştı. Uçum bu iddiayı yalanladı ve Tayyar hakkında suç duyurusunda bulunduğunu açıkladı.

Gazeteci Rasim Ozan Kütahyalı ise Uçum’un oğlu ile Epözdemir’in “beraber çalıştığını” ve Uçum’un adli işlerde Epözdemir’le ortak hareket ettiğini öne sürmüştü. Uçum, bu açıklamalara da yargı yoluyla karşılık verdi ve Kütahyalı hakkında da suç duyurusunda bulundu.

Öte yandan; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen iki ayrı soruşturma kapsamında gözaltına alınan avukat Rezan Epözdemir, 13 Ağustos günü "rüşvete aracılık etmek"suçundan tutuklanırken, yeni detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Başsavcılıkça, Epözdemir hakkında "rüşvet", "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yardım", "siyasal ve askeri casusluk" suçlarından başlatılan iki ayrı soruşturma sürüyor.

Muhabir: İskender Kordu