ŞOK - Fiziksel çaba harcansa bile daha az kalori yakılır. Bu biyolojik savunma mekanizması, kilo vermeyi zorlaştıran en temel etkenlerden biridir.

Hürriyet yazarı Dr. Furkan Burak, aynı miktarda kalori alımına, hatta kalori kısıtlamasına rağmen beyni yanıltan ve kilo aldıran bazı durumları şöyle sıraladı:

"İşlenmiş gıdalar, basit şeker: Çok hızlı kana karışarak aşırı insülin salınımı ile beyinde insülin direnci oluşturup, beynin insüline verdiği iştah cevabını bozar. Buda yağ yapımını hızlandırır ve sürekli açlık hissini doğurur.

Alkol: Alkol, psödokalori yani aslında vücudun kullanamadığı yalancı kalori. Alkol alındığında beyin, önemli bir yanılsamayla vücuda çok büyük bir kalori girişi olmuş sanıyor ve hemen bütün programı enerji yakmak yerine enerji depolamak üzerine kuruyor. Hâlihazırdaki enerjiyi hızla yağa çeviriyor ve karaciğer gibi organlarda depoluyor.

Kıtlık bilinci: Beyin, aşırı düzensiz ve saatsiz yemek yendiği zaman, bir sonraki yemeğin garanti olmadığını düşünüp kıtlık bilincini aktive ediyor. Ya 'bir daha yemek bulamazsam' diye vücuttaki mevcut enerjiyi yakmak yerine depolayıp idareli kullanmayı seçiyor.

Bozuk sirkadyen ritmi: Uyku düzensizliği olanlarda, gece vardiyasında çalışanlarda ve gece yemek yiyenlerde, yine beyin strese giriyor, tehdit algılayıp enerjiyi yakmak yerine depolamayı ve bize kilo aldırmayı seçiyor.

Uyku apnesi: Uyku apnesi olduğu zaman gece yeteri kadar oksijen ve karbondioksit gaz değişimi olmamasına bağlı oksijen saturasyonu aralıklı düştüğünde bu sefer beynimiz kaloriyi yakacak yeteri kadar oksijen olmadığını sanıp metabolik hızınızı düşürüyor.

Kronik stres ve stres hormonları: Devamlı stres ve başta kortizol olmak üzere stres hormonları, beyni yine tehdit ve alarm durumuna geçiriyor. Akut ve kısa dönemde enerji yaktıran ve ani gelişen tehlikelere karşı bizi koruyan bu sistem, uzun süre aktif kalınca bizi tüketmeye ve beyni yanıltmaya başlıyor."

Kaynak: HABER MERKEZİ