ŞOK - Türkiye’nin önde gelen sanayi devleri işten çıkarmalarla gündemde. Zorlu Holding bünyesindeki Vestel’in 2 bin kişiyi işten çıkaracağı açıklanırken, Koç Holding’e bağlı Beko’nun da Eskişehir fabrikasından 150 işçiyi işten çıkardığı bildirildi.


Gözler şimdi yılın ilk çeyreğinde 1.6 milyar TL zarar açıklayan Arçelik’e çevrilmiş durumda. Vestel’den gelen açıklamada bu adım verimlilik amaçlı olarak duyurulsa da, yaşananlar ekonomik dalganın etkilerinin giderek görünür hale geldiğini gösteriyor. Konuyla ilgili dikkat çekici bir değerlendirme ise gazeteci Fatih Altaylı’dan geldi.


Altaylı, YouTube kanalından yaptığı yorumda yaşananlara şöyle dikkat çekti: “Seçimlerden sonra AKP’nin yönettiği ekonomim bu anlayışta çok büyük işsizlik dalgasına sebebiyet vereceğini başından beri söylüyoruz. Elime bir balta alıp bu masaya vurursam bu masanın kırılacağını öngörmek için âlim olmaya gerek var mı?


Ekonomide yapılanların büyük işsizlik dalgasına sebebiyet vereceğini, özellikle ihracatçı sektörlerde ciddi sonuçlar yaratacağını bilmiyor muyduk? Geçen seneden beri şirketlerin büyük zararlar açıklayacağını söyledik. Nitekim açıklamaya başladılar.


Koskoca Koç Holding geçen seneyi dandik şirket kadar kârla kapadı. Zararın da zararında. Arçelik 1.6 milyar TL zarar açıkladı. Vestel ile ilgili yazıyorlar, ‘oh olsun’ diyenler var. Zaten 4.9 milyar borcu vardı diyenler var. Şirketler borçtan kapanmaz.


Büyük şirketlerin tamamı büyük borçlarla işlerini görürler. Mühim olan nakit akışıdır. Nakit akışı bozuk değilse borçluluk bir şey ifade etmez. Vestel’in veya Zorlu Grubu’nun alacaklarını vs. baktığında 4.9 milyar borç o grup için önemli sayılmaz.”


Altaylı, işten çıkarmaların sadece elektronik devi şirketlerle sınırlı kalmadığını da vurguladı: “Türkiye’nin en büyük kuruluşlarından biri olan, tekstilde büyük dev olan şirket tarihinde ilk kez 3 bin işçiyi işten çıkarıyor. AVM’lerin ‘gel burada dükkân aç, kira verme’ diye peşinden koştuğu bir şirket bu. Piyasada yüzlerce, binlerce şirket böyle. Kimi 100, kimi bin kişi çıkarıyor. Bu bir dalga olarak ilerler.


İhracat giderek zorlaşıyor, işçilik maliyetinin ekonomik sıkıntılardan dolayı ister istemez artması, kurun enflasyonun altında artması, kur artmayınca maliyetin dolar bazında yükselmesi nedeniyle ihracat durdu. İç piyasada parasızlık var. Ücretler artık erimiş vaziyette. Türkiye uçurumdan aşağı düşen bir otomobil, ancak yere çarpmadığımız için işler yolunda sanıyoruz. Galiba bazı öncü şeyler yere yavaş yavaş çarpmaya başladı, o sinyaller bu sinyaller.”