Ahşap oyma sanatçısı Ali Bayram, Ulucanlar'daki sanat sokağındaki atölyesinde etkilendiği hayat hikayelerini ahşap üzerine işliyor.

Emekli bir hava astsubayı olan Bayram, hobisi olarak başladığı ahşap oymacılığını tutkuya dönüşen bir serüvene dönüştürdüğünü anlatıyor.

Bayram, hikayelerin kendiliğinden ortaya çıktığını ve ağaç parçalarına şekiller vererek bunları ahşaba aktardığını belirtiyor. Ağaç yontarken kendi nefsini de yonttuğunu ve bunu bir felsefe olarak benimsediğini ifade ediyor.

Mevlevi kültüründen etkilenerek Konya'da yaşadığı yıllarda hissettiği duyguları ahşaba yansıttığını söyleyen Bayram, bir eserin eğer bir hikayesi varsa ömür boyu iz bırakabileceğini vurguluyor.

Bayram, 30 Ekim 2020'deki İzmir depreminde yaşanan bir olaydan da etkilendiğini paylaşıyor. Enkazdan çıkan Elif ve Ayda bebeklerin hikayelerini ahşaba işlediğini belirten Bayram, Ayda bebekle ilgili şunları anlatıyor: "Ayda bebek, 6 gün sonra enkazdan çıkan küçük sarışın bir kız çocuğuydu ve hiç ağlamamıştı. Herkes bir şeyler söyledi, kimi şans dedi, kimi mucize dedi. Eserimin altında nabız ve kalp atışları, ritim şekli var. Bunu vurgulamak için eserimi yaptım."

Bayram ayrıca "Seyit Onbaşı" adlı eserini de tamamen ceviz ağacından yaparak muskasına kadar işlediğini paylaşıyor. Ahşabı şekillendirirken ağacın isteğini dinlemeye ve onun doğal konuşmasını yansıtmaya çalıştığını ifade ediyor.

Bayram, tüm eserlerini atık malzemelerden yaparak geri dönüşüme katkı sağladığını ve "Tüketirken üretin" sloganıyla hareket ettiğini vurguluyor.

Her bir ahşap parçasının kendisi için manevi bir değeri olduğunu belirten Bayram, onlarla farklı bir iletişim kurduğunu ve bu deneyimi başkalarına aktarmanın zor olduğunu söylüyor.