ŞOK - İmamoğlu, paylaşımında şu değerlendirmelere yer verdi:

"Önce gizli tanıklarla iftiralar uyduruldu. O iftiralarla, ortada tek bir somut delil bile yokken, ben ve yol arkadaşlarım cezaevine konulduk.
Ardından yine hiçbir delile dayanmadan tutukluluğumuza yapılan itirazlar reddedildi. Bize karşı, tıpkı Ergenekon döneminde olduğu gibi zincirleme bir hukuksuzluk yürütüldü. Tek suçu benim çevremde bulunmak olan insanlar tutuklandı. Aileleriyle, işleriyle, sağlıklarıyla tehdit edildiler, ediliyorlar."

İmamoğlu, sürecin hukukla değil, açık bir cezalandırma niyetiyle yürütüldüğünü belirterek, yaşananların adeta bir işkence düzenine dönüştüğünü öne sürdü:

"Soruşturma süreci, bir yargılama gibi değil, doğrudan cezalandırma amacıyla uzatıldı. İnsanlara adeta işkence etmek için organize edilmiş bir düzene dönüştü."

Aynı zamanda İzmir’deki yargı süreciyle kıyas yapan İmamoğlu, orada daha adil bir yaklaşım izlendiğini söyledi:

"Bakın, İzmir’de farklı bir örnek yaşanıyor. İddialardan bağımsız olarak söylüyorum; orada savcı işini yaptı. Soruşturmayı hızla tamamladı, iddianameyi geciktirmedi, gizli tanık oyunlarına başvurmadı. Şimdi yargılama başlayacak ve inanarak söylüyorum arkadaşlarımızın suçsuz oldukları ortaya çıkacak."

Demokratik hukuk devleti vurgusu yapan İmamoğlu, yargının siyasallaşmasına karşı olduklarını vurguladı:

"Biz adaleti yalnızca kendimiz için değil, herkes için talep ediyoruz. Yargılanmaktan, hesap vermekten asla kaçmadık; bugün de kaçmayız. Ama yargının bir siyasi silaha dönüşmesine, seçimleri şekillendirmek için kullanılmasına, hakimlerin ve savcıların iktidar memuru gibi davranmasına, insanların mahkemeye çıkmadan suçlu ilan edilmesine razı olamayız. Çünkü bu, adalet değil; cezalandırmayı yargıymış gibi sunan bir baskı rejimidir. Biz bu düzene boyun eğmeyeceğiz. Gerçekler er ya da geç ortaya çıkacak, adalet mutlaka kazanacak."

Muhabir: Saadet Çakır