Türkiye’de mutasyona uğramış H3N2 grip virüsü, Diyarbakır’da tespit edilerek sağlık yetkililerini alarma geçirdi. Uzmanlar, virüsün önümüzdeki haftalarda büyük şehirlerde de hızla yayılabileceğine dikkat çekiyor. Bu kış yalnızca grip değil, farklı solunum yolu enfeksiyonlarının da aynı dönemde etkili olabileceği uyarısı yapan uzmanlar, maske, hijyen ve aşı önlemlerine önem verilmesini tavsiye ediyor.

H3N2 VİRÜSÜ NEDİR?
H3N2 virüsü, influenza A ailesine ait bir alt tür olup grip benzeri şikâyetlere neden olan bir solunum yolu enfeksiyonudur. Daha çok kış aylarında görülür ve toplumda hızla yayılabilme özelliğine sahiptir.
ABD, Kanada ve Japonya’da tespit edilen H3N2 vakalarının, klasik grip enfeksiyonlarına kıyasla daha ağır belirtiler gösterebildiği ifade edilmektedir. Uzmanlara göre virüsün salgın oluşturma potansiyeli bulunsa da kesin değerlendirme yapmak için biraz daha zaman gerekmektedir.
H3N2’nin en yaygın belirtileri arasında ateş, öksürük, burun akıntısı, boğaz ağrısı, halsizlik ve kas ağrıları yer alır. Semptomlar genel grip tablosuna benzese de bazı kişilerde daha belirgin olabilir. Özellikle kronik hastalığı bulunanlar, bağışıklık sistemi zayıf olanlar ve ileri yaştaki bireylerin bu virüse karşı daha hassas olduğu düşünülmektedir.
H3N2 BELİRTİLERİ NELERDİR?
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı son verilere göre, ekim ayının son iki haftasında influenza bildirimi bulunmuyor.
Olası belirtiler şöyle sıralanıyor:
-Ani başlayan yüksek ateş
-Kas ve eklem ağrıları
-Yoğun halsizlik
-Kuru öksürük
Dünya genelindeki erken dönem veriler, ağır hastalık ve hastaneye yatış oranlarının geçen yılki H3N2 dönemine benzer şekilde artabileceğini düşündürüyor. Bu noktada özellikle risk grubundaki kişilerin dikkatli olması gerekiyor.
Risk grupları arasında:
-18–65 yaş arası kronik hastalığı olanlar, (kalp damar hastalıkları, KOAH, diyabet, astım, böbrek yetmezliği vb.)
-65 yaş üstü bireyler,
-Hamileler,
-Sağlık çalışanları,
-Yaşlı bakım evi çalışanları bulunuyor.
H3N2 NASIL BULAŞIR?
H3N2 virüsü, İnfluenza A grubuna ait bir alt tip olup insandan insana çoğunlukla solunum yoluyla bulaşır. Enfekte bir kişinin öksürmesi, hapşırması ya da konuşması sırasında etrafa saçılan küçük damlacıklar virüsün yayılmasına neden olur. Bunun yanında, hastalarla yakın temas kurulması veya virüs bulaşmış yüzeylere dokunulması da enfeksiyon riskini artırabilir. Bu nedenle, hijyen kurallarına dikkat etmek ve hasta kişilerle mesafeyi korumak, virüsün bulaşmasını engellemede en etkili yöntemlerdir.
H3N2 TEDAVİSİ NEDİR?
H3N2 virüsünde tedavi, çoğunlukla ortaya çıkan belirtileri hafifletmeye yöneliktir. Hastalığın etkilerini azaltmak için istirahat etmek, yeterli sıvı almak ve doktorun gerekli görmesi halinde antiviral ilaçlar kullanmak önemlidir. Bazı durumlarda, ikincil enfeksiyon riski nedeniyle antibiyotik tedavisi de uygulanabilir.
H3N2 için yaygın tedavi yöntemleri şunlardır:
Yeterli dinlenme
Gün içinde bol miktarda sıvı tüketim
Hekim önerisiyle antiviral ilaçlar
Gerektiğinde antibiyotik kullanımı
Grip aşıları, her yıl önceki sezonun baskın influenza A ve B virüslerine göre yeniden formüle ediliyor. 2024–2025 grip sezonu için hazırlanan aşılar, H3N2 virüsünün J ve J.2 alt tiplerini temel aldı. Ancak Güney Yarımküre’de sezon sonuna doğru H3N2’nin K alt soyunun yaygınlaşması, bilim insanlarının küresel çapta dikkatini çekti.





