Tasavvufta ne dünya göründüğü gibidir ne de yaşam... Mevleviler için ölmek, aslında kutlanması gereken bir şeydir. Çünkü dostun dosta kavuşmasını vuslatı temsil eder. Bu düşünceyle ölenin ardından ney çalınır, sema edilir. Ölenler de ölü değildir Mevleviler için, onlar 'hamuşan'lardır. Hamuşan susanlar anlamına gelir. Bu nedenle ölenlerin defnedildiği yere de hamuşhane ya da 'susmuşlar/sessizler' yeri denir. Hatta ölen mevlevi şeyhleri, ney ve kudüm sesleri ile birlikte yıkanırdı.
Galata Mevlevihanesi'ne ziyarete gidenler, belki de benim gibi 'Hamuşan-Susmuşlar yeri' yazısını görünce bir süre önünde beklemiştir. Mevlevilikte ölmek aslında hamuş olmaktır. Cenazeyi defnetmek ise 'sırlamak'tır.
(Elif Kızılçay)