MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada dikkat çekici mesajlar vermişti. Bahçeli, konuşmasının bir bölümünde Alevi vatandaşlara seslenerek şunları söyledi: “Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimiz bizim canımız, can beraberimizdir. Onların her sorunu bizim de sorunumuzdur. Cemevinin ibadethane olarak tescili hususunda atılgan olmak, engelleri birer birer kaldıracak irade cesaretini sergilemek gerekmektedir.”
Bu sözler, uzun yıllar sonra MHP’den gelen en açık “Alevi açılımı” olarak değerlendirildi.
“ERDOĞAN’DAN AYRIŞAN BİR YAKLAŞIM”
Gazeteci Ruşen Çakır, Medyascope’ta yaptığı yayında Bahçeli’nin sözlerini değerlendirdi.
Çakır, “Bu, iktidarın bugüne dek söyleyip hayata geçiremediği bir husus” diyerek Bahçeli’nin çıkışının AK Parti’nin kültürel yaklaşımından farklı olduğunu vurguladı: “Erdoğan iktidarı yıllardır cemevlerini kültür merkezi olarak tanımladı. Bahçeli ise bunu bir inanç meselesi olarak ele alıyor. Bu söylem sembolik olsa da önemli bir ayrışmadır.”
“YETMEZ AMA EVET” TEPKİLERİ
Ruşen Çakır, Alevi kanaat önderleriyle yaptığı görüşmelerden izlenimlerini de paylaştı. Bazı Alevi isimlerin bu çıkışı “değerli ama yetersiz” bulduğunu aktaran Çakır, bir Alevi kanaat önderinin sözlerini şu cümleyle özetledi: “Yetmez ama evet.”
Çakır, Bahçeli’nin açıklamasının, doğrudan oy istemekten çok siyasi mesafeleri azaltma çabası olarak okunabileceğini söyledi.
TARİHSEL ARKA PLAN: 1970’LERİN GÖLGESİ
Ruşen Çakır, Bahçeli’nin bu açıklamasının tarihsel önemine de dikkat çekti: “1970’li yıllarda yaşanan Alevi katliamlarının arkasında MHP çizgisindeki yapılar olduğu iddia edilmişti. Türkeş’ten Bahçeli’ye kadar ülkücü hareket bu algıyı düzeltmeye çalıştı. Bu açıdan bakıldığında Bahçeli’nin bu sözleri, bugüne kadar yaptığı en açık ve ileri adım.”
Ancak Çakır, “Bu tek başına yeterli değil. Gerçek açılım, devletin Aleviliği resmi olarak tanımasıyla olur.” ifadelerini kullandı.