Topkapı Sarayı'nda Bab-ı Hümayun, Babüsselam ve Babüssaade kapıları, farklı anlam ve öneme sahipti. Her bir kapının bir amacı ve sembolü vardı. Sultan kapısı olarak bilinen Babüssaade Kapısı, sarayın en yetkili görevlilerinden Babüssaade Ağası tarafından kontrol edilirdi. Kapının bir yanında Babüssaade Ağası Dairesi, diğer yanında ise Enderun'dan sorumlu Akağaların koğuşları bulunurdu.

İSYANCILAR İÇERİ GİRDİ

Tahta çıkma, bayramlaşma, cenaze törenleri arife divanı ve özel durumlarda ayak divanı bu kapıda yapılırdı. Savaşa gidecek olan sadrazama veya serdarlık payesi verilen kişiye Sancak-ı Şerif bu kapıda teslim edilirdi. Bu törenler dışında sürekli kapalı olan kapı kullanılmazdı ve padişahin evinin cümle kapısını simgelerdi. Padişahın evinin cümle kapısı olan Babüssaade Kapısı, tarih boyunca 2 kez geçilebilmişti. Bunlardan ilki, 1622 Mayıs'ında Sultan II. Osman tahtta iken gerçekleşti. Sadrazam Dilâver Paşa, Defterdar Bâki Paşa ve birkaç kişinin daha başlarını isteyen isyancılar önce 2. avluya kadar girdi. İstedikleri cevabı alamayan isyancılar, sonra da Babüssaade'yi açtırarak Enderun'a geçti ve I. Mustafa'yı padişah ilan etti.

BALTALARLA KAPIYI KIRDILAR

Kapının ikinci kez geçilişi ise şöyle oldu: 1807'de Rusçuk âyanı Alemdar Mustafa Ağa, III. Selim'i kurtarmak için Babüssaade'yi baltalarla kırarak geçmeyi başardı. Ancak III. Selim'i kurtaramadı.

MEHMET KIZMAZ

Muhabir: Öykü Uysal