ŞOK - Ağrı eski Belediye Başkanı Savcı Sayan, aynı aşirete mensup olduğunu söylediği Mehmet Metiner’in eleştirilerine sert bir dille karşılık verdi. Metiner’in “uyarı” adı altında kişilik haklarına ve siyasi itibarına zarar verdiğini savunan Sayan, “Biz rüzgâr gülü değil, siyasetçiyiz” ifadelerini kullandı.

Savcı Sayan, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Her dönemde kendine bir rol ve misyon biçme rüzgârına kapılan; ‘Dönemin ruhunu ben yakaladım, benden zekisi, benden yeteneklisi yoktur. Sadece ben görüyorum, ben seziyorum, ben biliyorum.’ diyen, sözüm ona akrabam Metiner… Anlaşılan, dün gece de beni rüyasında görmüş. Kendisine kutsiyet atfeden bir edayla bu sefer de beni uyarma yetkisini kendi kendine vermiş. Uzunca bir yazıyla, başkalarının eline tutuşturduğu bitmez tükenmez bir kalemle beni uyarmış. Hem diz’e, hem topiz’e. Hem kel, hem fodul.”

“BU BİR UYARI DEĞİL, İTİBAR SUİKASTI”

Sayan, 37 dakikalık bir konuşmanın yalnızca 1 dakikalık bölümünden alıntı yapılarak kendisine yöneltilen eleştirilerin kasıtlı olduğunu savundu:

“Aslında kamuoyu nezdinde, başkasının siyasi ve kişisel itibarını zedeleyerek kendi yitik itibarını kazanamayacağını herkesten iyi bilecek kadar zekisin. Ama her nedense ‘uyarıcı’ ve ‘kurtarıcı’ görevini kendi kendine misyon edinmiş şekilde, bu kez benim üzerimden tatbik etmeye kalkışmışsın. Bunun bir uyarının çok ötesinde, kişilik haklarıma ve siyasi itibarıma yönelik bir suikast olduğunu fark ettim. Bu nedenle cevap vermek zorunda kaldım.”

“TÜRKİYE’Yİ GEÇTİK, BARZANİ’Yİ, TALABANİ’Yİ BİLE UYARIYORSUN”

Savcı Sayan, Metiner’in kendisine ve birçok kuruma “uyarı” misyonu yüklediğini iddia ederek şu ifadeleri kullandı:

Her seferinde sana servis edilen asılsız bilgi ve belgelerle, basına, TV kanallarına, bakanlara, yazarlara, çizerlere, siyasi partilere uyarıda bulunma yetkisini sana kim veriyor? Türkiye’yi geçtik… Barzani’yi, Talabani’yi, Suriye’yi, Kandil’i uyarma ve dizayn etme yetkisi sende. İçeride basını dizayn etme yetkisi sende. Diyanet’i sen uyarıyorsun, belediyeleri sen! Hâkim ve savcıları uyarma yetkisi sende. Dernekleri, federasyonları, sivil toplum kuruluşlarını sen uyarıyorsun. TÜSİAD’a sen parmak sallıyorsun, MÜSİAD’a sen parmak sallıyorsun. Anlaşılan çok fonksiyonlu ve çok misyonlu siyasi dehanın önünde uyaracağın kimse kalmamış olmalı ki, bu sefer beni uyarman için sana bir ‘vahiy’ gelmiş.”

“BEN KÂRA DEĞİL, ZARARA ORTAK OLMAYA GELDİM”

Sayan, kendi siyasi duruşunu şu sözlerle savundu:

Benim bu sürece karşı olmadığımı benden daha iyi bilecek kadar zekâya sahipsin. Ama amacın, partime olan sadakatimi kullanarak beni işaret edip şikâyet etmekse, bil ki ben de en az senin kadar zekiyim. Ben siyaset yapıyorum. İçinde büyüdüğüm halkın taleplerini iyi biliyorum. Siyasi geleceğim için değil; ülkenin ve milletin geleceğini önceliğim haline getirerek konuşurum, yazarım. PKK’nın taleplerini dile getirenleri kutsarken, benim uyarılarımı süreci sabote etmek gibi yansıtman art niyettir. Doğrularımdan asla vazgeçmedim.”

“RÜZGÂR GÜLÜ DEĞİLİZ, SİYASETÇİYİZ”

Savcı Sayan, halkın sorunlarını dile getirmeye devam edeceğini belirterek şu vurguyu yaptı:

“Zekâmla oynamaya çalışma. Gözüm mevki-makamda olsa, senin gibi fırsat kollardım. Senden çok önünü ve süreci görecek öngörüye sahibim. Rüzgâr gülü değiliz, siyasetçiyiz. Halkımıza, milletimize ve devletimize karşı sorumluluklarımız var. Kürtlerin sorunlarını konuşalım, eyvallah. Ama PKK’nın Kürtler için yarattığı sorunları da konuşalım dediğimde suç mu işlemiş oluyorum? Bu, sürecin başarıya ulaşması için olmazsa olmaz bir tespittir.”

“AYNI AŞİRETTENİZ AMA BÜYÜĞÜM DEĞİLSİN”

Sayan, Metiner’in “büyüğünüm” sözlerine de cevap vererek şunları söyledi:

“Evet, aynı aşiretteniz, benden yaşça büyük olduğun doğru. Ama büyüğüm olduğun doğru değil. Aşiretlerde büyüklük, bir silsileye dayanır. Bu zincirde olmadığını sen benden daha iyi biliyorsun. Sen vakti zamanında memleketi terk etmiş olabilirsin ama ben atalarım gibi vatanıma, milletime ve devletime savaş açan her kim olursa olsun mücadele etmeye devam edeceğim.”

“TOPLUM BALIK HAFIZALI DEĞİL”

Sayan, Metiner’e sert bir uyarıda bulunarak sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Toplumu balık hafızalı zannedip ‘Sabah söyledim, akşam demedim’ dersen; itibarınla birlikte şerefinden de olursun. Kimlerin bunları sana yazdırdığını biliyorum. Onları sen de kurtaramayacaksın. Sürekli başkalarının kalemiyle mahremine girdiğin insanlara beni benzetmesen iyi edersin. Senin hatırın yoksa, Ağrı’nın Tutak ilçesi Mızrak köyünde oturan 80 yaşındaki Nuri Amca’nın hatırı vardır. Ve son tavsiyem: ‘Bavê meriv hol nelîstibe, meriv nikare holê bilîze.’

Kaynak: HABER MERKEZİ