ŞOK - Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) internet sitesine göre, bu sabah saat 07.18’de merkez üssü Marmara Denizi olan 3,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremin, İstanbul’un Büyükçekmece ilçesine 20,66 kilometre uzaklıkta ve yerin 6,84 kilometre derinliğinde olduğu belirlendi. Sarsıntı bazı ilçelerde hissedildi. Kandilli Rasathanesi ise depremin şiddetini 4,1 olarak duyurdu.
İstanbul Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremi 20 gün önceden öngören Deprem Uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'dan beklenen değerlendirme geldi.
Üşümezsoy kişisel YouTube kanalından yapmış olduğu canlı yayında deprem haritaları üzerinden detaylı analiz gerçekleştirdi.
'FAY HATTININ ÖZELLİKLERİNİ ORTAYA KOYUYOR'
Prof. Dr. Üşümezsoy'un değerlendirmesi şu şekilde:
"23 Nisan depremi, merkez üssü ve şiddetinin özellikle Silivri, Kumurgaz, Çekmece kıyılarındaki etkileriyle dikkat çekmiştir. Bu bölgelerde şiddet yüksek hissedilmiş, özellikle kıyılardaki Miyosen çökelleri ve akarsu alüvyonlarının etkisi görülmüştür. Artçı sarsıntılar da bu bölgedeki fay hattının özelliklerini ortaya koymakta.
Deprem, Silivri ve Kumurgaz Çukuru arasında yer alan fayda yoğunlaşmış olup, bu fay hattı daha önce belirtilen tek risk taşıyıcı fay olarak kanıtlanmıştır. Diğer taraftan, Büyükçekmece ile Küçükçekmece arasında yer alan Beylikdüzü sırtı üzerinde aktif bir fay bulunmadığı, bu bölgede herhangi bir artçı sarsıntı yaşanmadığı gözlemlenmiştir.
Son olarak, Kumurgaz Çukuru içindeki 3.9 ve 3.7 büyüklüğündeki artçı sarsıntılar, bu bölgedeki fay üzerinde meydana gelen yırtılmaların sonucudur. Bu yırtılmalar, bölgedeki stresin tamamlanmasına yönelik artçılardır. Yaklaşık 30 kilometre uzunluğunda ve 7 kilometre derinliğinde bir alanda yırtılmalar yaşanmış, ancak bu yırtılmaların bazı kesimlerinde atımların tamamlanması gerekmektedir. Bu da artçı sarsıntıların devam edeceğini göstermektedir.
'ÖNEMLİ BİR NOKTA İSE...'
Önemli bir nokta ise, komşu fay hattının olmaması durumudur. Orta sırt üzerindeki varsayılan fayda stres aktarımıyla artçıların gelişmesi beklenirdi, ancak burada fay hattı bulunmamaktadır.
Bu sebeple, bölgede stres altında kalınmasına rağmen, deprem sonrası o alanda artçı sarsıntılar meydana gelmemiştir. Bunun yerine, batı sırtında kuzey kesiminde bazı artçılar ve orta sırtın doğu kenarında küçük artçılar gözlemlenmiştir.
Armij'in 2005'te yaptığı denizaltı araştırmalarına göre, Batı Marmara’daki Tekirdağ-Sivri fayının 1912’de kırıldığı, Doğu Marmara'daki Çınar Çukuru güney kenarındaki fayın ise 1894’te kırıldığı belirtilmiştir.
Bu faylar arasında kırılmayan alanlar bulunduğu ve bu alanların hala deprem riski taşıdığı ifade edilmiştir. Büyükçekmece ve Küçükçekmece arasındaki fay hattı ise, yapay bir fay olarak tanımlanmış ve deprem sırasında bu fay üzerinde hiçbir artçı sarsıntı gözlemlenmemiştir. Bu durum, söz konusu fayın gerçek bir aktif fay olmadığını ve bölgenin depreme karşı daha az risk taşıdığını ortaya koymuştur."
