ŞOK - Üşümezsoy, depremlerin tarihsel sürecine işaret ederek şunları söyledi:
“1971’de Gediz’de 7,1’lik, 2011’de Simav Dağı’nda 6 büyüklüğünde deprem oldu. 1968’de Türkmen Dağı çöktü. Fay hatları cetvel gibi düz ilerlemiyor; biri başlıyor, diğeri bitiyor. Bu kısalık, işin bütün sırrı. Jeolojik ölçekte 1970, 1968, 2011 ve 2025 arası bir saniye gibi geçiyor. Piyano tuşları gibi düşünün; bu depremler sırayla gerçekleşiyor. En son Sındırgı’da oldu. Akhisar’dan batıya giden fayda ise bu ölçekte kırılma görmüyoruz.”
Ege kıyılarında Anadolu’nun jeolojik yapısının güneybatıya doğru hareket ettiğini belirten Üşümezsoy, Bursa, İznik, Eskişehir, Aydın ve Simav ovalarındaki çökme yapılarının benzer riskler taşıdığına işaret etti.
BURSA DEPREM RİSKİ TARTIŞMALARI
Bursa’da olası deprem senaryolarına değinen Üşümezsoy, “1855’te Uludağ’da iki büyük kırılma yaşandı, ardından ön kısımlar çöktü. Bugün aynı stresi görmüyoruz. Bursa’da tek başına yalıtılmış bir fay hattı yok” dedi.
Sındırgı’daki kırılmanın uzun süredir beklenen bir gelişme olduğunu vurgulayan Üşümezsoy, Simav Dağı’nda henüz boşalmamış büyük bir enerji bulunduğunu ifade etti:
“Burada 7 büyüklüğünde değil ama 6,5 seviyesinde bir deprem olasılığı mevcut. Manisa, Simav ve Emet bölgeleri riskli alanlar.”
MARMARA VE İZMİR İÇİN SON DURUM
Marmara Denizi’ndeki olası büyük deprem tartışmalarına da değinen Üşümezsoy, “Marmara’da tek parça 150 km’lik bir fay yok. Dolayısıyla 7,8 büyüklüğünde deprem senaryosu bilimsel olarak gerçekçi değil” dedi.
İzmir’deki deprem riski hakkında ise şunları söyledi:
“İzmir’in içinden geçtiği söylenen Tuzla Fayı kağıt üzerinde var, sahada aktif bir izine rastlanmıyor. Narlıdere ve Karaburun açıkları geçmişte çalışmış ancak şu an aktif bir hareketlilik gözlenmiyor.”
Manisa’nın Kırkağaç ilçesinde yaşanan 4 büyüklüğündeki sarsıntıyı da değerlendiren Üşümezsoy, Akhisar-Kırkağaç-Bigadiç hattındaki fayın aktif olmadığını ve yalnızca küçük ölçekli depremler üretebildiğini belirtti.