ŞOK - Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Avusturya’daki “eskort dosyası” ile ilgili detaylar gündeme bomba gibi düştü. Diyanet kaynakları, Viyana’daki Avusturya Türk İslam Birliği (ATİB) bünyesinde yaşanan skandalda adı geçen kadın personel E.’nin dosyasını kapatan müfettişin, ödüllendirilircesine yurtdışı görevlerine atandığını iddia etti.
ATİB’de dernek gelirlerinin bir kısmının eğlence mekanları ve eskort hizmetlerinde kullanıldığı, bu harcamaların ise “imamların oturum izni gideri” olarak sistemde gizlendiği öne sürüldü. Soruşturma kapsamında E.’nin, dosyada yer alan bazı kişilerle uzun telefon görüşmeleri yaptığı HTS kayıtlarıyla tespit edildi. Kadın personelin kuruma başvurarak müstakil soruşturma talep ettiği, ancak dosyasının “kapsamlı incelemeyi engellemek” amacıyla ayrı ve yumuşak bir sürece alındığı ileri sürüldü.
MÜFETTİŞE ÖDÜL
BirGün’ün haberine göre,Diyanet kaynakları, kamuoyunda geniş yankı bulan skandalla ilgili yeni bir iddiayı daha gündeme getirdi. İsmi ana soruşturma dosyasından ayrılan E’nin dosyasını inceleyen ve kısa sürede kapatan müfettişin, binlerce dolarlık yurt dışı görevlerine gönderilerek adeta ödüllendirildiği belirtildi.
İHBAR NİTELİĞİNDE
BirGün’e konuşan Diyanet kaynakları, E. ile bağlantılı birçok ismin Diyanet’te aktif görevde bulunduğunu ve siyasi ilişkilerinin olduğu belirterek, şunları anlattı:
“Yaşananlardan rahatsız olan bir personel, bu kişilerle ilgili detaylı bir dosyayı dönemin Rehberlik ve Teftiş Başkanı’na sundu. Ancak dosya, ‘Bu dosya açılırsa beni harcarlar’ denilerek işleme konulmadı. İnceleme talebini geri çeviren başkan, bir Avrupa ülkesinde 7 bin avro maaşla Din Hizmetleri Müşavirliği görevine getirildi.
Ulusal basındaki haberler, bu olayla ilgili ihbar niteliğindedir. Dosyanın neden kapatıldığı, kimlerin korunduğu açıkça biliniyor. Bu olaylar zaman aşımına uğramaz. Er ya da geç incelenir. Mekke’deki rüşvet iddialarıyla ilgili soruşturma başlatan savcılığın, bağış paralarının eskortlarla harcandığına yönelik haberlere karşı da ilgili davranmasını istiyoruz. Başkanlığın konuya dair sessiz kalmasını, ‘Zımni kabul’ olarak değerlendiriyoruz. Yurt dışında bu tip olayların çok olduğunu ve denetimin iyi yapılmadığını biliyoruz.”