BirGün, Yunus Emre Vakfı’nda naylon faturalarla yapılan büyük vurgunun belgelerine ulaştı. Belgelerde, Aile Bakanı Mahinur Göktaş’ın eşi Rahmi Göktaş ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın oğlu Abdullah Kutalmış Yalçın’ın imzalarının yer aldığı ortaya çıktı.

Vakıflar Genel Müdürlüğü müfettişleri, 23 Aralık 2024’te soyguna ilişkin belgeleri Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim etti. Ardından 2 Ocak 2025’te yapılan polis operasyonuyla çok sayıda kişi gözaltına alınarak tutuklandı. Ancak belgelerde imzası bulunan Rahmi Göktaş ve Kutalmış Yalçın’ın ifadeleri alınmadı, isimleri iddianamede bile yer almadı.

MİT’ten siber çeteye nokta operasyonu: PTT ve HGS adıyla milleti soyan şebeke çökertildi!
MİT’ten siber çeteye nokta operasyonu: PTT ve HGS adıyla milleti soyan şebeke çökertildi!
İçeriği Görüntüle

“KURGU PROGRAM”LA 6 MİLYON TL’LİK VURGUN

Hazırlanan iddianamede, “Coğrafi İşaretler Zirvesi Programı” adı altında 6 milyon TL’lik sahte fatura kesildiği belirtildi. Müfettişler, Brüksel’de böyle bir programın hiç yapılmadığını, tüm sürecin uydurma olduğunu tespit etti. Buna rağmen “kurgu bir etkinlik” üzerinden 6 milyon TL ödeme yapıldığı belgelerle ortaya çıktı. Ödemenin altındaki imzalar arasında Rahmi Göktaş ve Kutalmış Yalçın da bulunuyor.

Aynı tarihte bu sahte harcama için yönetim kurulu da onay verdi. Ancak o dönemde imzası olan birçok üst düzey bürokrat yargılanmazken, yalnızca birkaç isim hakkında dava açıldı. Vakıf kasasının tabela şirketler üzerinden boşaltıldığı olayda, sistemli bir yolsuzluk ağına rağmen soruşturmanın sınırları dar tutuldu.

Buyuk Soygunun Altinda Imzalari Var 1

“YOLSUZLUKLA ANILAN KURUMA ÖVGÜLER YAĞDIRILDI”

Skandal devam ederken Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, İletişim Başkanlığı’nın “Ayın Tarihi” dergisinde Yunus Emre Enstitüsü’ne övgüler dizdi. Duran, yazısında “Türkiye Maarif Vakfı ve Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlarımız dünyanın dört bir yanında faaliyet yürütmekte, her yaştan insana hitap etmektedir.” ifadelerini kullandı.

Yolsuzlukla anılan bir kurumun devletin resmi yayın organında övülmesi, kamuoyunda “siyasi koruma” tartışmalarını yeniden alevlendirdi.

Muhabir: ERHAN ALVEROĞLU