Haber Vakti yazarı Abdurrahman Dilipak, bugün yayımlanan köşe yazısında, “Apo Allah’a ve Ahiret gününe inanıyor mu?” başlığıyla terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’a doğrudan seslendi."Gerçekleri açıklama" çağrısında bulunan Dilipak, küresel güçlerin “Büyük Kürdistan” planını yürüttüğünü belirterek, "Apo PKK’nın kuruluşu ile ilgili bildiği gerçekleri anlatacak kadar akıllı, dürüst, cesur birimi. Allah’a ve ahiret gününe iman ediyor mu mesela. Eğer iman ediyorsa, 'Vahşi'nin tevbesi gibi bir tevbe düşünür mü? Aynı ülkenin çocuklarının kanları, gözyaşları ve çalınan alın terleri üzerinden kendilerine iktidar ve servet üretmesinin önüne geçmek için bir adım atabilir mi? Bu yaştan sonra daha ne bekliyor" dedi. O köşe yazısı şu şekilde;
Apo sana söylüyorum, ötekiler (!?), siz de dinleyin!
Abdurrahman Dilipak, terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan’a seslenerek, sırlarını saklamanın mümkün olmadığını ve er ya da geç her şeyin ortaya çıkacağını vurguluyor. “Ruz-u mahşer” uyarısına dikkat çeken Dilipak, ahiret gününün çok yakın olduğunu belirtiyor.
KİRAMEN KÂTİBİN VE AMEL DEFTERİ
Dilipak, Allah’ın her şeyi kaydeden melekleri ve insanın amel defterindeki eksiksiz kaydı hatırlatarak, yapılan tüm eylemlerin ve niyetlerin kaydedildiğini ifade ediyor. Kıyamet gününde kimsenin yaptıklarından kaçamayacağını vurguluyor.
TARİHİN KİRLİ OYUNLARI
Soğuk Savaş, 11 Eylül, Suriye ve Ukrayna gibi uluslararası krizler üzerinden oynanan oyunlara dikkat çeken Dilipak, PKK ve Öcalan’ın bu büyük küresel planın bir parçası olduğunu savunuyor.
BÜYÜK KÜRTİSTAN VE SİYASETSEL HEDEFLER
Dilipak, Kürtler üzerinden yürütülen politik stratejileri ve “Büyük Kürdistan” hedefini anlatıyor; bu planın arkasında ABD, İsrail, İngiltere, Fransa gibi ülkelerin bulunduğunu iddia ediyor.
AHİRETTE HESAP GÜNÜ
Dilipak, Öcalan ve diğer suçluların ahirette hesap vereceğini belirtiyor. Kan, gözyaşı ve alın teri üzerinden güç kazananların hesabının sorulacağını vurguluyor. Ayrıca toplumdaki rüşvet, yolsuzluk ve suç düzenine de dikkat çekiyor.
TEVBE ETME ZAMANI
Dilipak yazısını, tevbe çağrısıyla sonlandırıyor: “Keşke tevbe edenlerden olsaydık diyeceğiniz gün gelmeden tevbe edin. Allah’ın selamı, rahmet, bereket ve bağışlaması, tevbe edenlerin üzerine olsun. Dua ile.”





