İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik iddianame, 237 günün ardından tamamlandı ve tartışmaların odağına CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na yöneltilen “suç örgütü lideri” suçlaması yerleşti. Konuya ilişkin dikkat çeken bir değerlendirme de Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan tarafından yapıldı.
Hakan, CHP’nin iddianameyi tanımlarken kullandığı dili ele alarak partinin yalnızca kendi çekirdek seçmen kitlesini ikna edecek kadar keskin bir söylemle hareket ettiğini belirtti. Ona göre asıl sorun, “boş ve uydurma” şeklindeki keskin ifadelerin, CHP’ye mesafeli ama adalet hassasiyeti yüksek geniş kitlelerde karşılık bulamaması.
CHP’NİN İDDİANAME DİLİ ELEŞTİRİ ODAĞINDA
Ahmet Hakan, CHP yönetiminin iddianameye yönelik tutumunu “baştan sona boş, baştan sona uydurma” sözleri üzerinden özetliyor. Ancak ona göre bu dil, yalnızca zaten ikna olmaya hazır olan “çelik çekirdek” seçmeni etkiliyor.
Hakan, CHP’ye uzak ama demokratik duyarlılığı olan kesimlerin bu yaklaşımı gerçekçi bulmadığını aktarıyor. Bu kitlelerin doğal olarak şu düşünceye kapıldığını ifade ediyor: “Bu kadar da olamaz. İçinde mutlaka üzerinde durulabilecek bazı iddialar vardır.”
Bu nedenle Hakan’a göre, CHP’nin dili mutlak bir reddediş yerine daha nüanslı bir yaklaşım içerebilir; hem iddianamedeki zayıflıkları vurgulayan hem de tamamen yok saymayan bir ton tercih edilebilir.
GENİŞ KİTLELERİN İKNASI NEDEN ZOR?
Gazeteciye göre CHP’nin geniş kitleleri ikna edebilmesi için iddianameye dair dilini yumuşatması gerekiyor. Ancak bunu yapabilmesi için İmamoğlu’nun siyasi kaderinden tamamen bağımsız bir çizgide durması gerekir.
Hakan, bu noktada keskin bir cevap veriyor: “CHP bunu diyemez. Çünkü kendi kaderini İmamoğlu’nun kaderine bağlamış durumda.”
“EKREM DÜŞERSE CHP DÜŞER”
Ahmet Hakan’ın yazısının en çok konuşulan bölümü, CHP ile Ekrem İmamoğlu arasındaki ilişkiye dair yaptığı değerlendirme oldu. Ona göre bugün parti ile İmamoğlu arasında güçlü bir siyasi kader ortaklığı var.
Hakan bu durumu şöyle özetliyor: “Ekrem düşerse CHP düşer. Bu, İmamoğlu’nun en büyük başarısıdır.”
Gazeteciye göre İmamoğlu, siyasi kariyerini yalnızca kendi kişisel başarısıyla değil, CHP’nin geleceğini kendi hikâyesiyle birbirine bağlayarak güçlendirmiş durumda.
İMAMOĞLU BUNU NASIL BAŞARDI?
Hakan, İmamoğlu’nun bu noktaya nasıl geldiğinin cevabının iddianamenin satır aralarında gizli olduğunu ifade ediyor. Ona göre iddianameye yakından bakıldığında: İmamoğlu’nun yükselişine,, parti içindeki etkisine, CHP’nin neden tamamen İmamoğlu’nun çizgisine yanaştığına ilişkin daha geniş bir tablo ortaya çıkacak.
Hakan bu nedenle iddianamenin yalnızca hukuki değil, aynı zamanda siyasi bir hikâyeyi de içinde barındırdığını söylüyor.





