ŞOK- İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 19 Mart'ta gözaltına alınıp tutuklanmasıyla devam eden süreçte başlayan protestolarda boykota destek veren oyuncu Cem Yiğit Üzümoğlu, önce gözaltına alınmış sonrasında da adli kontrol şartı ve yurt dışı yasağıyla serbest bırakılmıştı.
T24’ten Binnaz Saktanber’e konuşan Üzümoğlu, “Muhtemelen mahkemeye çıkartırlar beni. O zaman şık giyineyim” dedim. Bir şekilde aklımda Atatürk'ün şıklığı vardı. O müthiş bir duruş gibi geliyor bana" ifadelerini kullandı.
"Gözaltına alınmayı bekliyordum" diyen Üzümoğlu, şunları söyledi:
"O ZAMAN ŞIK GİYİNEYİM"
"Öncesinde çok sevdiğim bir tiyatrocu abimle birlikteydim. Hedefler onu gösteriyordu. “Abi merak etme senden önce bana gelirler” dedim. Bir sonraki akşama zaten kapı çaldı. Polisler geldiğinde ilk söylediğim şey “Ben de sizi bekliyordum” oldu. Tabii ki evde kıyafetlerimle hazır beklemiyordum (gülüyor). Ama geldiklerini anladığımda “Muhtemelen mahkemeye çıkartırlar beni. O zaman şık giyineyim” dedim. Bir şekilde aklımda Atatürk'ün şıklığı vardı. O müthiş bir duruş gibi geliyor bana. Her yerde şık ve nizamlı olma hali. O anlamda çok iyi örnek almışım Atatürk'ü. Takım elbisemi giyip gitmedim ama o anda “Beyaz bir gömlek giyeyim” dedim.
"ÇOCUKLUĞUMDAN BERİ MUHALİFİM"
Ben her zaman söyleyen birisiydim ama sosyal medyayı aktif kullanan birisi değildim. Bütün bu sebepler zaten beni itti. Adaletin bu kadar bir kişinin isteğine göre kullanılması zaten kabul edilebilir bir durum değil. Gözaltı sürecinde polisler de bizim gibi hiçbir şey yemediler. Yani sen açsan o da aç…Benim meselem sadece ben değilim. Benim meselem aynı zamanda o. Bir polis kötü muamele yapıyor diye ben polisi niye hakir göreyim? İnsan hakkı ve onuru diye bir şey var. Bu meseleler bana öylesine çarpıyor ki ağzımı açmamak mümkün değil. O yüzden açıyorum. Bir de zaten muhalif bir yapım var. Çocukluğumdan beri muhalifim.
"SÖYLEMEYE DEVAM EDECEĞİM"
İçeri girsem de girmesem de, ben konuşmaya devam edeceğim, etmezsem zaten ben, ben olamam. Tutup da bir liderlik vasfıyla bir şey yapma iddiasında değilim ama bu benim varoluşum, benliğim. Ben bir şey söylemek zorundayım. Söylemezsem ölürüm. Belki ilk söylediğim zaman 90 bin kişi takip ediyordu, Şimdi 600 bin kişi takip ediyor ve ben yine bunu söylemeye devam ediyorum. “Bir şey olmak” için değil. Ama söylemeye tabii ki devam edeceğim”