11 Eylül’de kara para operasyonu yapılan Can Holding soruşturması, şirketin patronu Kemal Can’ın savcılık ifadesiyle yeni bir boyut kazandı. Gazeteci Timur Soykan, bugünkü köşe yazısında bu ifadeye dair çarpıcı ayrıntılar paylaştı.
Soykan’ın aktardığına göre, Kemal Can ifadesinde defalarca “Her şeyi devlet büyüklerinin yönlendirmesiyle yaptım” dedi. Buna rağmen savcılığın, bu “devlet büyüğü” veya “üst düzey devlet yetkilileri”nin kimler olduğunu hiç sormadığını yazdı.
MEDYA VE EĞİTİM SATIN ALMALARINDA “DEVLET YÖNLENDİRMESİ”
Timur Soykan’ın yazısında yer alan ifadeye göre Kemal Can, Ciner Medya Grubu, Bilgi Üniversitesi ve Doğa Kolejini devlet yetkililerinin talebiyle satın aldığını söyledi. Hatta Can’ın anlatımına göre, bir dönem Türk Telekom ve Turkcell için bile aynı yönde girişimler yapılmıştı.
Soykan yazısında şu ayrıntıya dikkat çekti: “Medyadan üniversiteye, kolejden enerji yatırımlarına kadar her büyük adımda ‘devlet büyüğü’ vurgusu var. Ama savcılık bu isimleri hiç sormuyor.”
MASAK’IN TESPİTLERİ MİLYARLARCA LİRA
İfade tutanağında ayrıca MASAK raporlarına da yer verildi. 2020–2021 yıllarında Can Holding hesaplarına kaynağı belirsiz 17 milyar TL’nin girdiği belirtiliyordu. Savcılık bu paraların kaynağını sorgulasa da Can’ın yanıtı dikkat çekiciydi: “Çok sayıda şirketimiz var. Her şey benim kontrolümde olamaz. Varlık Barışı’ndan yararlanmak gayriresmi değildir.”
“SİYASİ VE BÜROKRATİK KORUMA OLMADAN İMKANSIZ”
Soykan, yazısında en kritik noktanın bu ifadeler olduğunu vurguladı: “Onca milyar liralık kaynağı belirsiz para sisteme sokulurken, devlet neredeydi? Bunun fark edilmemesi imkânsızdı. Ama bu desteği sağlayanlar hala gizleniyor.”
REMZİ GÜR DETAYI
Timur Soykan ayrıca, Kemal Can’ın ifadesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın iş insanı Remzi Gür’ün oğlu Ömer Gür ile de şirket ortaklığı kurduğunu söylediğini yazdı.
