Gazeteci Cem Küçük, kaleme aldığı son yazısında Türkiye’nin Suriye politikası ve YPG’ye yönelik yaklaşımını değerlendirdi. Küçük, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 16. Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmanın, Ankara’nın bu konuda verdiği en net mesajlardan biri olduğunu vurguladı.

Cem Küçük’e göre Erdoğan’ın, “Ayak direnmesi hâlinde krize dönüşme riski barındıran 10 Mart Mutabakatı” ifadesi, YPG’ye tanınan sürenin sınırlı olduğuna işaret ediyor. Küçük, bu uyarının yalnızca diplomatik bir hatırlatma değil, Türkiye’nin inşa ettiği ulusal güvenlik mimarisinin açık bir özeti olduğunu belirtti.

“YPG, PKK’DAN BAĞIMSIZ DEĞİL”

Cem Küçük yazısında, PKK ile yürütülen iç sürecin Suriye’deki YPG varlığından ayrı düşünülemeyeceğini vurguladı. Küçük, Kandil’den ayrılan bazı unsurların Suriye’nin kuzeyine yönelmesinin Türkiye açısından ciddi bir güvenlik riski oluşturduğunu ifade etti.

Bu tabloyu “Demokles’in Kılıcı” benzetmesiyle anlatan Küçük, hiçbir devletin sınırlarının hemen ötesinde böyle bir tehdidi kabullenmeyeceğini savundu.

Sok Cem Kucuk Erdogan-1

DEAŞ GEREKÇESİ ZAYIFLIYOR

Cem Küçük, yazısında DEAŞ gerekçesinin YPG varlığını meşrulaştırmak için artık sınırlı bir karşılık bulduğunu da dile getirdi. Şam’daki merkezi yönetimin güç kazanmasıyla birlikte bu argümanın uluslararası alanda etkisini kaybettiğini belirten Küçük, YPG’nin mevcut pozisyonunu korumasının giderek zorlaşacağını yazdı.

Küçük’e göre, sürecin bu şekilde ilerlemesi halinde YPG, zamanla etkisi daraltılmış ve yerel güvenlik birimine indirgenmiş bir yapıya dönüşebilir.

FİDAN’IN SÖZLERİ DE AYNI ÇİZGİDE

Cem Küçük, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın açıklamalarına da yazısında yer verdi. Fidan’ın, SDG’nin Şam yönetimiyle 10 Mart Mutabakatı çerçevesinde anlaşması gerektiğini vurguladığını hatırlatan Küçük, bunun yalnızca Türkiye için değil Irak ve Ürdün gibi ülkeler için de güvenlik meselesi olduğunun altını çizdi.

“TÜRKİYE SADECE MASADA DEĞİL, SAHADA DA VAR”

Yazısının genel çerçevesini çizen Cem Küçük, Türkiye’nin Suriye politikasının tek kanallı olmadığını vurguladı. Diplomasi, askerî varlık ve müzakere seçeneklerinin eş zamanlı yürütüldüğünü belirten Küçük, Ankara’nın tehditleri ortaya çıkmadan önce minimize etmeyi hedeflediğini ifade etti.

Cem Küçük’e göre verilen son mesaj net: Türkiye, varlığına yönelik riskleri ister masada ister sahada, gerektiğinde ise her iki alanda birden bertaraf etmeye kararlı.

Muhabir: ERHAN ALVEROĞLU