ŞOK- İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şehit ailelerine gönderdiği mektuba yanıt niteliğinde bir açık mektup kaleme aldı. Dervişoğlu, Erdoğan’a hitaben yazdığı mektupta, hükümetin terörle mücadele politikalarını sert şekilde eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şehit ailelerine hitaben gönderdiği mektupta yer alan bazı ifadeleri eleştiren Dervişoğlu, “Şehit ve gazilerimizin emanetine sahip çıktık diyorsunuz ama onların katilleriyle müzakereye izin veriyorsunuz” ifadelerini kullandı.
'KAHRAMANLARIN EMANETİNE SESLENİRKEN...'
Dervişoğlu, Erdoğan’ın mektubunda dile getirdiği "şehitlerimizin emaneti" vurgusuna değinerek, geçmişte yürütülen çözüm süreci benzeri görüşmelere atıfta bulundu.
Dervişoğlu, “Terör örgütünün elebaşından Kandil’e, Barzan ağalarından terörün siyasi sözcülerine kadar, geniş bir kesimle kapalı kapılar ardında görüşmeler yürütüldü. Siz ise şimdi şehit ailelerine hitap ediyorsunuz.” dedi.
Dervişoğlu, “Cumhuriyetimizin tapu senedini hedef alanların taleplerine sessiz kalıyorsunuz” diyerek, iktidarın "terörle müzakere" sürecine yönelik iddiaları da yeniden gündeme taşıdı.
'EKONOMİK FELAKETİ AKLAMA GİRİŞİMİ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mektubunun bir bölümünde yer alan ve sonrasında revize edildiği belirtilen "trilyonlarca dolarlık kayıptan sarf-ı nazar ettik" ifadesini de eleştiren Dervişoğlu, şehit ailelerine böyle bir ekonomik vurgunun yapılmasını “yaralayıcı” bulduğunu ifade ederek “Evladını yitirmiş ailelere seslenirken ekonomik kayıplardan bahsetmek de nedir? Türk Milleti, trilyonlarca dolardan değil, vatanın bütünlüğünden yana sarf-ı nazar etmiştir.” değerlendirmesi yaptı.
'SAKLANAMAYAN HAKİKAT BUDUR'
Açık mektubunda, Erdoğan’a “balçıkla güneş sıvanmaz” ifadeleriyle seslenen Dervişoğlu, hükümetin geçmişteki çözüm sürecine ilişkin detayların, terör örgütlerinin kendileri tarafından sürekli kamuoyuna açıklandığını hatırlattı. Müzakere sürecinde görevlendirilen isimlerin pazarlık yaptığını, tavizler verdiğini savundu.
İYİ Parti lideri “Süreçle ilgili memur tayin ettikleriniz, pazarlık yaptı, müzakere etti, tavizler verdi. Tüm bunları süreci birlikte yürüttüğünüz terör örgütü temsilcileri her gün orta yere saçıyor.” dedi.
'ÇIKIŞ ARARSANIZ...'
Mektubunun sonunda Erdoğan’a çağrıda bulunan Dervişoğlu, “Bu tehlikeli ve yanlış yola girmek mecburiyetinde kaldıysanız, çıkış aradığınızda biz yine görevimizin başında olacağız” dedi.
Dervişoğlu'nun mektubunun tamamı şöyle:
“Sayın Cumhurbaşkanı;
Türkiye’nin başındaki terör belasını ortadan kaldırma vaadiyle idarenizde yürütülen “Terörsüz Türkiye” etiketli süreçte, terör örgütünün elebaşından Kandil’e, Barzan ağalarından terörün siyasi sözcülerine kadar, geniş bir kesimle kapalı kapılar ardında görüşmeler yürüttükten sonra,
Mukaddesimiz Şehit Aileleri ve Gazilerimizin de aklınıza gelmiş olmasını, gecikmiş de olsa olumlu buluyorum. Ancak, hiç olmazsa kahramanlarımızın emanetlerine seslenirken hakikatli olsaydınız.
Belirttiğiniz gibi;
Semalarımızda Ezan-ı Muhammedi yankılanıyor, Al Bayrak dalgalanıyorsa, bunu o kahramanlarımıza borçluyuz. Ödenemez bu borcun gereklerinden biri de vatanımıza göz diken katillerle asla muhatap olmamak, taleplerini elimizin tersiyle itmek, hak ettikleri şekilde muamele etmektir. ‘Şehit ve gazilerimizin emanetine sahip çıktık’ diyorsunuz ama onların katilleriyle müzakereye izin veriyorsunuz. Müzakere ediyor, Cumhuriyetimizin tapu senedini hedef almalarına sessiz kalıyor, komisyon önerilerini ve umut hakkı taleplerini muhatap alıp, istedikleri her adımı atıyorsunuz. Aziz şehitlerimizden yana olduğunuzu söylerken, katillerinin de taleplerine rıza gösteriyor hissiyatı yaratıyorsunuz.
Sayın Cumhurbaşkanı; o sebeple, siz Türkiye’yi terörden kurtarmıyor, teröristlerin istek ve emellerinin surda gedik açmasına göz yumuyorsunuz. Göreve geldiğinizde terör neredeyse sıfır noktasındaydı. Kolunu kıpırdatacak hali kalmamıştı. Devr-i iktidarınızdaki yanlış politikalar ve süreçlerle toparlandı, güçlendi.
Ve Sayın Cumhurbaşkanı;
Bu vatana evlat vermiş insanlara mektup yazarken bile ekonomik kayıptan bahsedip, yeni yaralar açıyorsunuz. Mektubunuzun medyaya geçilen ilk örneğindeki, “Trilyonlarca dolar kaynağımızdan sarf-ı nazar ettik” ifadesi nasıl sözdür Sayın Cumhurbaşkanı? Evladını yitirmiş ailelere seslenirken, ekonomik kayıplardan bahsetmek de nedir? Hele de fırsattan istifade, sebep olduğunuz ekonomik felaketi aklamaya çalışmak, “Bu sürecin sonunda bolluk gelecek” türünden gizli mesaj vermek, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı’na uygun düşüyor mu? Siz, bu uğurda, ordusunun, güvenlik güçlerinin ihtiyacı için harcanan paraya milletimizden tek bir itiraz işittiniz mi? Türk devleti ve Türk Milleti, trilyonlarca dolardan sarf-ı nazar etmedi, vatanımızın bütünlüğü için ne gerekiyorsa onu yaptı. Belli ki, mektubun ilk halindeki bu büyük hatayı görüp gerekli düzeltmeyi yaptırmışsınız. Ancak maiyetinizdekiler ve ekranlarda sözcünüz gibi hareket edenler, hala bu uygunsuz vurguyu yaparak, kahramanlarımızın ailelerinin yüreklerinde yeni yaralar açmaya devam ediyor.
Bu konu, dürüstlüğün şart olduğu bir konudur. Süreçle ilgili memur tayin ettikleriniz, pazarlık yaptı, müzakere etti, tavizler verdi. Tüm bunları, süreci birlikte yürüttüğünüz terör örgütünün elebaşları ve siyasi temsilcileri her gün orta yere saçıyor. Siz ise balçıkla güneşi sıvamaya çalışıyorsunuz. Saklanamayan hakikat budur.
Evet Sayın Cumhurbaşkanı; girdiğiniz bu yanlış yolda, Allah yar ve yardımcımız olsun. Biz, Büyük Türk Milleti adına takipteyiz. Milletimizin de gördüğü hakikatin sözcüsü olacağız. Şu ya da bu sebeple, bu tehlikeli ve yanlış yola girmek mecburiyetinde bırakıldıysanız eğer, şahıs olarak değil belki ama devletin başı olarak çıkış aradığınızda, biz yine sorumluluğumuzun ve görevimizin başında olacağız.
Cumhurbaşkanlığı Makamı’na saygılarımla.”