“Dikilitaş’ların başkenti olsaydı, bu Roma İmparatorluğu olurdur” denir. Çünkü Roma İmparatorluğu’nun tarihi boyunca topraklarında çokça dikilitaş yer almıştır. Sultanahmet Meydanı’ndaki Dikilitaş’ın hikayesi ise şöyle başlar. Dikilitaş, ilk olarak Mısır Firavunu III. Thutmose tarafından MÖ. 15. yüzyılda yaptırılmıştır. MS. 357 yılında Roma imparatoru II. Constantius, tahttaki 20. yılı olması nedeniyle İskenderiye’ye giderek Dikilitaş’ı ziyaret eder. Dikilitaş’ın bu topraklara gelişi ise MS. 390 yılında olur. Roma İmparatoru I. Theodosius tarafından Dikilitaş, Mısır’dan getirilerek dönemin spor ve eğlence merkezi olan hipodroma, yani bugünkü adıyla Sultanahmet Meydanı’na dikilir. Taşın 32 günde yerine dikildiği bazı kaynaklarda yazmaktadır.
Dikilitaş’ın uzunluğu 18,45 metre, kaidesiyle birlikte ise 25 metreyi bulmaktadır. Ancak Dikilitaş’ın ilk yapıldığında uzunluğunun 30 metre olduğu, İstanbul’a nakli sırasında veya şu anki yerine yerleştirilirken kırıldığı tahmin edilmektedir.




DİKİLİTAŞ’TA NE YAZIYOR?

Dikilitaş’ın kuzeybatı cephesinde, 3. Thutmosis’in, tanrı Amon’a kurbanını sunduktan sonra tahttaki 30. yılı nedeniyle Dikilitaş’ı diktirdiği yazar. Kuzey cephesinde, 3. Thutmosis’in tanrı Amon’a dualar edip, topraklarını Mezopotamya’ya kadar genişlettiği yazar. Güneydoğu cephesinde, Firavun 3. Thutmosis’in, Dikilitaş’ı babası Ra için yaptırdığı yazar. Güney cephesinde ise, Firavun’un savaşlardaki başarısı anlatılarak, “Tanrı Horus’un lütfuna mazhar olan ve Güneş’in oğlu unvanını taşıyan Aşağı ve Yukarı Mısır’ın hükümdarı olan firavun, kudret ve adaletle bütün ufuklara nur saçtı. Ordusunun önüne geçti. Akdeniz’de dolaştı, bütün dünyayı mağlup etti. Sınırlarını Naharin’e kadar yaydı. Mezopotamya’ya azimle gitti, büyük savaşlar yaptı” yazar.

Editör: Seyfettin Gökçe