ŞOK- Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve bugün Türkiye genelindeki tüm camilerde okunan hutbede, Müslümanların tatil süresince de dini ve ahlaki ölçülerden sapmaması gerektiği söyledi.
Hutbede “Ne yazık ki günümüzde bazı tatil organizasyonları, Allah’ın hükümlerini hiçe sayan, helal haram hassasiyetinden uzak, lüks ve israfın zirveye ulaştığı, nefsani arzu ve isteklerin sınır tanımadığı bir hal almıştır. Böyle bir tatil anlayışının dinimizde asla yeri yoktur” ifadelerine yer verildi.
“TATİL GAFLET ZAMANI DEĞİL, FIRSAT OLMALI"
Hutbede, tatilin sadece dinlenme değil, ibadet, eğitim ve sıla-i rahim için bir fırsat olması gerektiği dile getirildi. Tatilin, memleket ziyaretleriyle aile büyüklerine vefa gösterme ve çocuklara ülkenin değerlerini tanıtma yönünden önemli bir zaman dilimi olduğu vurgulanarak “Tatil, tembellik ve gafletle geçirilen bir zaman değil; farklı ve faydalı meşguliyetlerle verimli bir dinlenme fırsatı olmalıdır. Tatil; anne babamızın hayır duasını almak, akrabalarımızla hasret gidermek için güzel bir imkandır.” denildi.
Diyanet, ayrıca tatilde dahi ibadet ve sorumluluk bilincinin korunması gerektiğini hatırlattı.
ESKORT SKANDALI GÜNDEMDE
Diyanet’in bu hutbesi, geçtiğimiz haftalarda kamuoyuna yansıyan ve "eskort skandalı" olarak adlandırılan iddiaların ardından geldi. İddialara göre, Diyanet'in Avusturya'daki kuruluşu ATİB (Avusturya Türk İslam Birliği) ve Türkiye’den görevlendirilen bazı Din Hizmetleri Müşavirleri, yalnızca kendilerinin işlem yapabildiği diplomatik banka hesaplarından, kişisel eğlence ve eskort hizmetleri için harcamalarda bulunduğu iddia edilmişti.
Söz konusu iddialar kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, Diyanet henüz bu iddialara ilişkin kapsamlı bir açıklama yapmadı. Olayla ilgili incelemelerin sürdüğü belirtiliyor.
Öte yandan Diyanet İşleri Başkanlığının geçen hafta verdiği hutbede, kadınların giyim tercihleriyle ilgiliydi. Başörtüsü ve kapanmayı dayatan Cuma Hutbesi hararetli tartışmalara yol açmıştı.
Hutbede giyim sektörü, modacılar ve bazı medya çevreleri, "çıplaklığı özendirmek ve örtünmeyi değersizleştirmekle" suçlamıştı. Kısa giysiler ve şeffaf kıyafetlerin giyilmesi "Allah’ın örtünme emrinin ihlali" olarak nitelendirilirken tıbbi bir zorunluluk olmadan yaptırılan estetik ameliyatlar "şeytanın oyununa gelmek" ve "günah" olarak tanımlanmış, dövme yaptırmanın da haram olduğu savunulmuştu.