ŞOK - Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez, kişisel blogunda yayımladığı yazısında, Türkiye ekonomisinde riskler azaltılmadığı sürece faiz ve döviz kuru ile yapılan müdahalelerin kalıcı bir çözüm sağlamayacağını belirtti.

DEĞİŞMEYEN DÖNGÜ: RİSK ÜRETMEYE DEVAM EDİYORUZ

Eğilmez, 2020 yılında sosyal medyada paylaştığı bir mesajı hatırlatarak, Türkiye’nin farklı dönemlerde yüksek faiz-düşük kur, düşük faiz-yüksek kur ve şimdi de yüksek faiz-yüksek kur gibi çeşitli kombinasyonlar yaşadığını ancak tüm bu süreçlerde risklerin yüksek kaldığını vurguladı. Faiz ve kurun, ulusal paranın iç ve dış değer kayıplarını yansıttığını ifade eden Eğilmez, bu kayıpların siyasal, sosyal ve ekonomik alanlardaki risklerin sonucu olduğunu söyledi.

NORMAL KOŞULLARDA FAİZ VE KURLAR “NORMAL” DÜZEYDE SEYREDER

Risk yaratmayan bir ekonomide, iç ve dış değer kayıplarının birbirine yakın olması gerektiğini ve bunun sonucunda faiz ile kurların makul seviyelerde seyredeceğini belirten Eğilmez, Türkiye’nin ise sürekli risk üreten bir yapıya sahip olduğunu dile getirdi.

VERİ GÜVENİ YOKSA ANALİZ DE MÜMKÜN DEĞİL: ENFLASYONU DOĞRU ÖLÇÜYOR MUYUZ?

Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlarından birinin de enflasyon verilerinin güvenilirliği olduğunu söyleyen Eğilmez, TÜİK ve ENAG arasında ciddi enflasyon farklarının bulunduğuna dikkat çekti. “Bunların hangisi doğru?” sorusunu soran Eğilmez, TÜİK verileri esas alınırsa Merkez Bankası’nın faiz indirmesi gerektiğini ve bunun da kurun yükselmesine yol açarak ihracatçı ve sanayicinin maliyetlerini azaltacağını ifade etti.

Öte yandan ENAG verileri doğru kabul edilirse, faizlerin zaten çok düşük olduğu, kurun daha fazla yükselmesi gerektiği ve bunun da yeni sorunlara neden olabileceği sonucuna varıldığını belirtti.

GERÇEKLERLE YÜZLEŞMEDEN ÇÖZÜM YOK

Eğilmez, enflasyonun doğru ölçülüp ölçülmediğinin asıl sorun olduğunu vurguladı. Bu durumu, fazla kilosu olan birinin tartıyı düşük ayarlayarak kendini kandırmasına benzeterek, ekonomide de benzer bir yanılgının sürdüğünü söyledi.

Muhabir: Burçin Türkoğlu