Süper Lig takımlarından Bodrum FK'daki teknik direktörlük görevi kısa süren ve hafta başında kulüpten ayrılan Volkan Demirel, 53 bin 537 kişinin hayatını kaybettiği 6 Şubat'taki deprem felaketinin 2'nci yıl dönümünde sosyal medya hesabından paylaşım yaptı.

Deprem sırasında Hatay’da olan ve o acı günlere birebir şahitlik eden eski milli kaleci, deprem sonrası çekilmiş bir karesini paylaşarak ‘Sabahı olmayan bir geceye uyandık ve hala o sabahı bekleyen insanlarımız var, çoğumuz için hayatlarımızın sonsuza kadar değiştiği bir gündü. Yaşadıklarımızı kelimelere dökmek çok zor. Önlemlerin alınması ve bir daha böyle acıların yaşanmaması tek temennim. Kaybettiklerimize bir kez daha Allah'tan rahmet, geride kalanlara eski hayatlarına dönebilmeleri için dua ediyorum’ notunu düştü.

43 yaşındaki teknik direktör, 6 Şubat deprem felaketi sırasında Hatayspor'da teknik direktörlük görevini sürdürüyordu. O gece yaşananları İngiliz basınından Daily Mail’e anlatan Demirel; 'İlk önce binanın iki yana sallandığını hissettim. Daha sonra alttan güçlü şekilde vurmaya başladı. İlk tepkim küçük kızımın üzerine atlamak oldu. Bir şey devrilip düşerse onun yerine benim üzerime düşmesi için bunu yaptım. Eşim de büyük kızımın üzerine atladı.'

İlk büyük depremin yaklaşık 100 saniye sürdüğünü söyleyen Volkan Demirel, ailesiyle birlikte otelden çıktıktan hemen sonra büyük bir artçı sarsıntı yaşadıklarını, daha sonra da Hatayspor tesislerine doğru yola çıktıklarını şöyle anlatmıştı; 'Normalde sadece 3 dakika uzaklıkta bir yolumuz vardı ama o gece öyle olmadı. İnsanlar sokaklara akın ediyordu. Binalar domino taşı gibi devriliyor ve can kayıpları artıyordu. Normal hayatımda çok sakin bir insanım ama o gece hayatımda en çok ağladığım geceydi.'

‘Tesislere şehrin içinden geçip gitmeye çalıştık ama çok kalabalıktı. Otoyolu ve ana yolları kullanmaya çalıştık ancak hepsi kapanmıştı. O günlerde, takımı ve antrenörleri İstanbul’a getirmek istedim. Takım otobüsünü almalıydık. Ancak hiçbir yerde benzin bulamadık. Antrenörlerimden birinin eşi ve bir yaşındaki bebeği bir gece boyunca hastanede kalmıştı. Bebeği almaya gittik, ama tabii ki ilaca, süte ve benzeri şeylere ihtiyacımız vardı.’

‘Maçın son saniyelerinde frikik kazandık. Normalde oyuncularıma oradan orta açmalarını söylerim. Atsu inisiyatif alıp şut atmaya karar verdi. Golü attıktan sonra koştum ve onu havaya kaldırdım. Onun için çok mutluydum. Ne yazık ki onu son kez havaya kaldırdığımı, onunla son kez bir golü kutladığımı ve onunla son kez yan yana olduğumu bilmiyordum.

Atsu o maçtan önce takımdan ayrılmayı düşünüyordu. Birkaç kez hayal kırıklığına uğramıştı. O gol, onun için bir şanstı. Yılbaşı günü tesise hediyelerle gelmiş ve 'Tesislerde çalışanlara yardım etmek, onlara bu hediyeleri vermek istiyorum' demişti. İşte böyle iyi bir insandı.’