Güncel siyaset gündeminin merkezine oturan İmralı ziyareti hakkında yeni ayrıntılar ortaya çıktı. Süreç komisyonunda yer alan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız ile birlikte yaptığı ziyaretin perde arkasını anlattı. Koçyiğit, Abdullah Öcalan’ın CHP, Bahçeli, Suriye ve çözüm sürecine dair söylediklerini tek tek aktardı.

İMRALI ZİYARETİNİN DETAYLARINI ANLATTI

Koçyiğit, Mezopotamya Ajansı’na yaptığı açıklamada ziyaretin nasıl planlandığını, hangi prosedürlerden geçtiklerini ve İmralı’ya nasıl gidildiğini anlattı. Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun Cuma günü toplandığını, kararın o gün alındığını ve hafta sonu boyunca izin süreçlerinin işletildiğini belirtti.

Pazartesi sabahı erken saatte Ankara’da buluşan üç kişilik heyet, İstanbul aktarmasının ardından hava yoluyla İmralı’ya geçti. Adada güvenlik görevlileri ve ilgili kurum temsilcilerince karşılandıklarını söyleyen Koçyiğit, cezaevine geçiş sürecinde olağan dışı bir durum yaşanmadığını, her şeyin prosedüre uygun yürüdüğünü ifade etti.

Görüşmeye ilişkin teknik ayrıntılarda ise görüntülü kayıt alınmadığını, sadece tutanak amacıyla ses kaydı tutulduğunu söyledi. Koçyiğit, Öcalan’ın salona moralli, enerjik ve gülümseyerek girdiğini, heyetteki her isimle tek tek tokalaştığını, “hoş geldiniz” diyerek yerlerini aldıktan sonra görüşmenin başladığını aktardı.

“KEŞKE CHP DE GELSEYDİ”

Gülüstan Kılıç Koçyiğit’in aktarımına göre Abdullah Öcalan, ziyarette özellikle CHP’nin heyette yer almamasına değindi. Öcalan’ın, CHP’yi Cumhuriyet’in kurucu partisi olması nedeniyle önemseyen bir çerçeve çizdiğini söyleyen Koçyiğit, Öcalan’ın bu konuda “Bu sürecin içinde CHP’nin de olması gerekir, keşke bu görüşmeye onlar da katılmış olsaydı” anlamına gelen bir değerlendirme yaptığını iletti.

Koçyiğit, Öcalan’ın daha önce de İmralı’dan gönderdiği mesajlarda CHP’nin sürecin parçası olması gerektiğini vurguladığını, bu görüşmede de benzer bir çizgi koruduğunu belirtti.

BAHÇELİ’NİN “UMUT HAKKI” ÇIKIŞINA YORUM

Koçyiğit’in ifadelerine göre MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “umut hakkı”na dair sözleri de görüşmede gündeme geldi. Öcalan’ın, Bahçeli’nin bu çıkışını özellikle not ettiği, “umut hakkı” vurgusunu önemli bulduğunu dile getirdiği aktarıldı.

Ayrıca Öcalan’ın, silah bırakma ve Türkiye’ye dönüş tartışmalarında hukuki zeminin eksikliğine işaret ederek, daha önce silah bırakanların Türkiye’ye dönememesini de bu çerçevede değerlendirdiği, bu yüzden bir “yasal düzenleme ihtiyacına” vurgu yaptığı aktarıldı.

TARİHSEL KÜRT–TÜRK İLİŞKİLERİ VE ÇÖZÜM SÜRECİ

Görüşmenin önemli bir bölümünde Öcalan’ın Kürt–Türk ilişkilerinin tarihsel arka planına değindiği belirtildi. Koçyiğit’in anlatımına göre Öcalan, Malazgirt’ten Kurtuluş Savaşı’na uzanan süreçte ittifak dönemlerinin iki halka da kazandırdığını, kopuşların ise her iki taraf açısından da kayıplar getirdiğini söyledi.

Öcalan’ın, Cumhuriyet’in kuruluş yıllarını, Şeyh Sait isyanını, PKK’nin kuruluş sürecini ve daha sonra yürütülen Özal, Demirel, Erbakan dönemlerindeki barış arayışlarını kendi perspektifinden değerlendirdiği aktarıldı. Bu çerçevede:

- Kürt ve Türk ittifakının tarihsel olarak belirleyici olduğunu, birlikte hareket edildiğinde kazanımların arttığını, çatışmalı dönemlerin ise karşılıklı kayıplar yarattığını,

- Barış çabalarının her seferinde farklı müdahaleler ve sabotajlarla kesintiye uğradığını, dış güçlerin bu süreçlerde etkili olduğunu düşündüğünü,

- Turgut Özal’ın ölümüne dair “tesadüf” yorumlarına katılmadığını, bu sürece şüpheyle bakılması gerektiğini ifade ettiğini anlattı.

SURİYE, 10 MART MUTABAKATI VE YEREL DEMOKRASİ VURGUSU

Görüşmenin ana eksenlerinden birinin Suriye olduğunu belirten Koçyiğit, heyet üyelerinin bu başlık altında çok sayıda soru yönelttiğini söyledi. Öcalan’ın, Suriye’de yıllarca süren Esad yönetimini “diktatörlük rejimi” olarak tanımladığını, bugün ortaya çıkan yeni yönetim modellerinin de demokratikleşme gerçekleşmediği takdirde benzer otoriter yapılara dönüşme riski taşıdığını dile getirdiğini aktardı.

Öcalan’ın özellikle:

- “Yerel demokrasi”yi vazgeçilmez gördüğünü,

- Kürtler, Türkmenler, Çerkesler ve diğer tüm toplulukların kendi komün, meclis ve sivil toplum yapılarını kurarak sisteme bu şekilde entegre olması gerektiğini,

- Bu inşanın hem Türkiye hem Suriye hem de Kürtlerin yaşadığı tüm ülkeler için önemli olduğunu söylediğini** vurguladı.

Suriye bağlamında 10 Mart mutabakatına da ayrı bir paragraf açtığını belirten Koçyiğit, Öcalan’ın SDG yönetimi ile geçici hükümet arasındaki bu mutabakatın uygulanmasını “kritik bir adım” olarak gördüğünü aktardı. Öcalan’ın:

- Silahlı güçlerin bir bölümünün orduya entegre edilmesi,

- Yerel düzeyde ise iç güvenlik birimleri / asayiş güçlerinin devam etmesi gerektiğini,

- Bu yapının hem Millî Savunma Bakanlığı hem de İçişleri Bakanlığı üzerinden formüle edilebileceğini söylediği belirtildi.

“DEVLETLE DEĞİL İLK KEZ SİYASİ HEYETLE GÖRÜŞÜYORUM”

Koçyiğit’in anlatımına göre Öcalan, bu görüşmeyi “tarihi” olarak niteledi ve daha önce ağırlıklı olarak devlet heyetleriyle görüştüğünü hatırlattı. Bu kez komisyon üzerinden gelen siyasi parti temsilcileriyle bir araya gelmesini, “siyasi çözüm için mutabakat arayışı” olarak değerlendirdi.

Öcalan’ın, PKK’nin ateşkes süreçlerine uyduğunu, 1 Mart’tan bu yana can kaybı yaşanmamasını önemsediğini, sorunun sadece silah bırakma başlığına indirgenemeyeceğini, esas meselenin “demokratik bir inşa ve hukuksal tanınma” olduğunu söylediği aktarıldı.

“SÜREÇ BAŞARISIZ OLURSA..."

Görüşmenin sonunda Öcalan’ın, yürüyen sürecin mutlaka başarıya ulaşması gerektiğini, aksi durumda Türkiye’de daha sert kriz dinamiklerinin devreye girebileceğini ifade ettiği belirtildi. Koçyiğit, Öcalan’ın bu konudaki uyarısını şöyle özetlediğini söyledi:

- Sürecin başarısız olması halinde “darbe mekaniği”nin devreye girebileceği,

- Bu mekanizmanın sadece tek bir kesimi değil, birçok farklı toplumsal ve siyasi kesimi hedef alabileceği,

- 2013–2015 arasındaki çözüm sürecinin nasıl sabote edildiğini, bugün benzer bir tabloya izin verilmemesi gerektiğini dile getirdiğini aktardı.

KADINLARA MESAJ VE “HERKESE SELAM” NOTU

Koçyiğit, görüşmenin sonunda kadınlar adına özel bir soru yönelttiğini, Öcalan’ın da kadın cinayetleri, sokak ortasında işlenen şiddet ve kendi “kadın özgürlüğü” yaklaşımına dair kısa ama net bir değerlendirme yaptığını ifade etti. Öcalan’ın kadınlara ve kamuoyuna selam ilettiğini de sözlerine ekledi.

Muhabir: ELİF AKSU