Anne ve babasının boşanmasının ardından 14 yaşındayken uyuşturucu maddeyle tanıştırılan O.D. (34), yıllar süren bağımlılığı yüzünden fiziksel ve ruhsal problemler yaşadı.
Yaklaşık 4 yıl önce hayatını değiştirmeye karar vererek tedavi yöntemi arayışına giren O.D, çeşitli merkezlerde tedavi gördü ancak başarılı olamadı.
Bir süre Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi'nde (AMATEM) tedavi gören O.D, bağımlılıktan kurtulmada rehabilitasyonun da önemli olduğunu fark ederek Bursa Yeşilay Rehabilitasyon Merkezi'ne başvurdu.
Burada 7 ay yatılı tedavi gören O.D, son 7 aydır da Bursa Yeşilay Danışmanlık Merkezinde (YEDAM) ayaktan tedaviyle yaşamını sürdürüyor.
Yeşilay sayesinde 14 aydır uyuşturucu madde kullanmayan, bu sayede bir işe girerek çalışma fırsatı bulan O.D, uyuşturucudan uzak bir hayat sürmenin mutluluğunu yaşıyor.

"Ne tür zorluklar çıkarsa çıksın ben bu tedaviyi tamamlayacağım"
O.D, AA muhabirine, küçük yaşlarda evlerinde olmayan huzuru hep sokaklarda aradığını söyledi.
Sokakta tanıştığı insanların yanlış yönlendirmeleriyle adeta bir tuzağa düştüğünü belirten O.D, çevresindekilerin ilk önce sigara, zamanla alkol ve uyuşturucu ikramında bulunduklarını aktardı.
O.D, bağımlılığı yüzünden 50 kilograma kadar düştüğünü, bu yüzden de ruhsal ve fiziksel problemler yaşadığını belirterek, daha sonra bu illetten kurtulmanın yollarını aramaya başladığını anlattı.
AMATEM'de bir süre tedavi gördükten sonra Yeşilay ile tanıştığını ifade eden O.D, "Sonucu ne olursa olsun, ne tür zorluklar çıkarsa çıksın bu tedaviyi tamamlayacağım" dediğini dile getirdi.
O.D, Yeşilay'ın çok profesyonel bir ekibe sahip olduğunu, bu ilgi sayesinde tedaviye daha iyi odaklanabildiğini anlattı.
Merkezde gördüğü tedavi sürecinin sonucunda kendisine şehir değiştirmesi gerektiğinin söylendiğini belirten O.D, Bursa'ya taşınırken ev ve iş bulma konusunda Yeşilay personelinin destek olduğunu, kendisine kılavuzluk yaptığını kaydetti.

"Kafamda hiçbir boş düşünceye yer yok"
O.D, şimdi düzenli bir hayata geçtiğini, bir fabrikada işçi olarak çalıştığını anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeşilay'da aldığım o disiplin, kararlılık ne ise dış dünyada da aynı şekilde sürdürmeye çalışıyorum. Şu an tek başımayım ve tek başıma olduğum halde artık kendime bir planlama yapabiliyorum. Kafamı bir şeylerle meşgul edebiliyorum. İş yerine ertesi gün daha pozitif bir şekilde nasıl başlayabileceğimi düşünüyorum. Kendimi işime adapte ettim. Kafamda hiçbir boş düşünceye yer yok. Boş vakitlerimde resim yapıyorum, kitap okuyorum. Kendimi meşgul edebileceğim ne varsa hep bunlarla uğraşıyorum. Yeşilay gönüllüsü oldum, Yeşilay aktivitelerine katılıyorum. Eski hayatıma zıt bir şekilde sosyal olarak ne yapmam gerekiyorsa yapıyorum, tiyatroya gidiyorum, sosyal insanları tanıyabileceğim hangi alanlar varsa oraları tercih ediyorum. O sokak yaşantısından uzak bir hayat sürdürmeye çalışıyorum."
Bağımlıların hayatının pamuk ipliğine bağlı olduğunu belirten O.D, "Aklıma madde geldiği zaman Yeşilay'da öğrendiğim gibi eskiden yaşadığım o olumsuzlukları, kendime verdiğim zararları, insanların bana verdiği zararları aklıma getiriyorum ve düşünce kafamdan gidiyor." dedi.
O.D, Yeşilay'da öğrendiği en önemli şeyin "yardım istemek" olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Bağımlılıkla mücadele edenlere şunu söylemek istiyorum, hiçbiri yalnız değil. Benim gibi birçok temiz kalan arkadaşımız var ve bunun için mücadele ediyorlar. Bağımlılık kolay ama tedavisi ve temiz kalmak kolay değil. Zor oluyor, güzel oluyor. O yüzden umutsuzluğa kapılmayın. Yeşilay gibi bu işi profesyonel yapabilen ve iyi süreç ilerletebilen bir kurum var. Asla yalnız değilsiniz. Yeter ki temiz olmak isteyin."





