Gazeteci İsmail Saymaz, Dilovası’ndaki kozmetik deposu yangınında 6 kadın işçinin yaşamını yitirmesinin ardından kaleme aldığı köşe yazısında, olayın bir “iş kazası” değil “önlenebilir bir iş cinayeti” olduğunu vurguladı.
Saymaz yazısında, CİMER’e yapılan ihbarların dikkate alınmadığını, SGK ve İŞKUR’un görevini yapmadığını, belediyenin de kaçak binayı yıkmayarak faciaya zemin hazırladığını belirtti.
CİMER’E YAPILAN İHBAR YOK SAYILMIŞ
Saymaz’ın aktardığına göre, 16 Aralık 2024 tarihinde CİMER’e yapılan bir ihbarda, Dilovası’ndaki kaçak parfüm imalathanesinde sigortasız kadın ve çocuk işçilerin çalıştırıldığı, yangın riski bulunduğu açıkça bildirilmişti. Ancak SGK Kocaeli İl Müdürlüğü, gelen ihbara “İş yerinin tam unvanını ve çocuk işçilerin kimlik bilgilerini paylaşırsanız inceleme yapılacaktır” şeklinde yanıt verdi.
Saymaz bu yanıtı şu sözlerle eleştirdi: “SGK yetkilileri mahallesine ve cami bitişiğine kadar tarif edilen iş yerini bulamıyorsa, o koltukta neden oturuyorlar?”
İŞKUR, SGK VE BELEDİYE AYNI ZİNCİRİN HALKALARI
Saymaz, aynı bölgede faaliyet gösteren İŞKUR’un da kaçak üretime göz yumduğunu, kaçak binayı yıkma kararı alan ancak uygulamayan Dilovası Belediyesi’nin de faciadan sorumlu olduğunu yazdı.
“Mirkar Makine adlı fabrika tarafından kaçak inşa edilen bina yıkılmadı. Belediye, menfaat ilişkisi mi bilinmez, hem kaçak binaya hem kaçak üretime göz yumdu.” ifadeleriyle yerel yönetimin ihmallerine dikkat çekti.
“BU BİR İŞ CİNAYETİDİR”
Yazısında “fıtrat” söylemine de göndermede bulunan Saymaz, şu cümlelerle sert çıktı: “İş cinayetini kazadan ayıran ölçüt, öngörülebilir ve önlenebilir olmasıdır. Dilovası, öngörülebilir ve önlenebilir olduğu için iş cinayetidir.”
Saymaz, hayatını kaybeden kadın işçilerin yoksulluk ve çaresizlik içinde çalıştıklarını belirtti; “Onların canı, doldurdukları parfümlerden bile daha değersiz görüldü.” dedi.
“AK PARTİ, YOKSULLARA SIRTINI DÖNDÜ”
İsmail Saymaz yazısının sonunda, olayın siyasi boyutuna da dikkat çekti.
Yangında yaşamını yitiren 6 işçinin muhafazakâr ailelerden geldiğini belirten Saymaz, AK Parti’nin yıllardır oy aldığı dar gelirli kitlelere sırtını döndüğünü söyledi.
Belediye Başkanı Ramazan Ömeroğlu’nun telefonlara çıkmadığını da yazısında vurgulayan Saymaz, “Eğer bu belediye başkanı CHP’li olsaydı, kapısı kırılarak gözaltına alınırdı” dedi.





