İstanbul depremi tartışmaları yeniden alevlenirken, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy uluslararası basında yer alan Marmara senaryolarına karşı dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Üşümezsoy, tv100’de Başak Şengül’ün sunduğu Doğru Yorum programında, özellikle The New York Times’ta yer alan deprem raporlarının, bilimsel olarak sorunlu varsayımlar içerdiğini dile getirdi.

Üşümezsoy’a göre, Marmara Denizi altındaki faylarla ilgili uzun süredir anlatılan “zincirleme kırılma” senaryosu gerçeği yansıtmıyor.

“FAY VAR AMA STRES YOK”

Üşümezsoy, Marmara’da Adalar, Ortasırt ve Tekirdağ faylarının peş peşe kırılarak 7.6 büyüklüğünde bir deprem üreteceği yönündeki iddiaların bilimsel dayanağı olmadığını savundu. Bu görüşlerin, özellikle yabancı araştırmacıların modellerinin Türkiye’de yanlış yorumlanmasıyla yayıldığını söyledi.

Üşümezsoy, Marmara’daki bazı fayların haritalarda gösterildiği gibi aktif olmadığını, fayın varlığının tek başına büyük deprem anlamına gelmediğini vurguladı. Ona göre kritik nokta, fay üzerindeki gerilme (stres) durumu.

“1894’TE KIRILAN FAYI HARİTAYA BİLE KOYMUYORLAR”

Üşümezsoy, 1894 İstanbul depreminde kırılan fayların güncel senaryolarda görmezden gelindiğini belirterek, şu eleştiriyi dile getirdi:

Marmara’da bazı çalışmalarda 1894’te kırılmış bir fay, sanki hiç kırılmamış gibi gösteriliyor. Üstelik 20 kilometrelik bir fay hattı, haritalarda 50-70 kilometreye uzatılarak büyük deprem potansiyeli varmış gibi sunuluyor.

Bu durumun hem kamuoyunda korkuyu beslediğini hem de bilimsel tartışmayı saptırdığını söyledi.

“VAR DENİLEN BAZI FAYLAR SAHADA YOK”

Üşümezsoy, Büyükçekmece ile Küçükçekmece arasında olduğu iddia edilen bazı fayların, ayrıntılı saha ve veri incelemelerinde doğrulanmadığını ifade etti. Rahmetli jeolog Namık Aysal’ın verileri üzerinden yapılan yeniden değerlendirmelerde, bu bölgede iddia edildiği gibi kesintisiz bir fay hattı bulunmadığını belirtti.

Varsayım üzerinden oluşturulan bu fay senaryolarının, gerçek jeolojik verilerle örtüşmediğini vurguladı.

“İSTANBUL İÇİN EN FAZLA 6 – 6.5”

Üşümezsoy, Marmara’da tek parça halinde kırılabilecek fay uzunluğunun sınırlı olduğunu, bu nedenle 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem beklentisinin bilimsel olmadığını savundu.

Kendi değerlendirmesine göre, İstanbul’u etkileyebilecek en olası senaryo, Büyükçekmece–Silivri hattında, 6 ile 6.5 büyüklüğü arasında bir deprem.

Adalar Fayı’nın ise aktif olmadığını ve geçmişte kırıldığı için yeniden büyük bir deprem üretme potansiyeli taşımadığını söyledi.

Muhabir: ELİF AKSU