İstanbul’da deprem riski ve ekonomik beklentiler, son yıllarda konut tercihlerini köklü şekilde değiştirmeye başladı. TÜİK’in ekim ayı konut satış rakamlarıyla birlikte tablo netleşti: 164 bin 306 konutla yılın en yüksek satış rakamı kaydedilirken, satışların önemli bölümü İstanbul’un görece yeni ilçelerinde yoğunlaştı.
Sektör temsilcilerine göre yıl sonunda 1,5 milyon adetlik yıllık konut satışı aşılacak. Bu artışta deprem kaygısı kadar yatırımcıların yüksek prim potansiyeli gördüğü yeni yerleşim projelerinin etkisi büyük.
DEPREM KORKUSU YENİ SEMTLERE YÖNELİŞİ ARTIRDI
Uzmanlar, özellikle son aylarda artan sarsıntıların vatandaşları daha sağlam, yeni yapılara yönlendirdiğini söylüyor. Bir uzman, durumu şöyle özetliyor: “İnsanlar eski binalarını satarak, üzerine kredi ekleyip yeni ve güvenilir dairelere geçiyor. Bu yöneliş hem korkudan hem de yatırım kaygısından kaynaklanıyor.”
Bu eğilim, özellikle zemin yapısı güçlü, projelerin çoğunlukla yeni olduğu Başakşehir, Bahçeşehir ve Beylikdüzü gibi ilçelerde yüksek talep oluşturuyor.
YENİ PROJELERİN PRİM POTANSİYELİ TALEBİ KATLADI
Yeni konutlara yönelimin tek sebebi deprem değil. İnşaat kalitesi, modern teknik donanımlar, enerji verimliliği ve güçlü sosyal tesislerle donatılan projeler hem yatırımcıların hem de oturum amaçlı alıcıların cazibe merkezine dönüşmüş durumda. Bu bölgelerdeki projelerin yüksek değer artışı sağlaması, satışları hızlandırıyor.
MERKEZDEN ÇEVREYE DOĞRU BÜYÜK KAYMA YAŞANIYOR
Son yıllarda İstanbul’da dikkat çeken bir başka değişim daha var: Beşiktaş, Ortaköy, Şişli gibi merkezi, köklü semtlerdeki 30–40 yıllık binalar elden çıkıyor; yerlerine Başakşehir, Bahçeşehir ve Beylikdüzü’nden sıfır daireler alınıyor.
Uzmanlara göre bu kayma, yalnızca deprem riskinden değil; ulaşım yatırımları, geniş yaşam alanları ve modern kentsel planlama nedeniyle bu ilçelerin cazibesinin artmasından kaynaklanıyor.
