ŞOK - Lenfomalar, bağışıklık sistemine ait “lenfosit” adı verilen beyaz kan hücrelerinin kontrolsüz çoğalması ile ortaya çıkar ve halk arasında “lenf kanseri” olarak bilinir. Lenfositler, lenf nodları, dalak, timus, bademcik, kemik iliği ve kanda yoğun olarak bulunur.

Ekran Resmi 2025 09 15 13.38.52

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Lenfomalar genellikle boyun, koltuk altı ve kasıklarda ele gelen ağrısız lenf düğümleriyle kendini gösterir. Göğüs boşluğundaki lenf nodları hava yollarına ve damarlara bası yaparsa nefes darlığı, kuru öksürük, yüzde ve boyunda şişme görülebilir. Karındaki lenf bezlerinin büyümesi, dalak ve karaciğerin etkilenmesi karında şişkinlik, ağrı, ishal ya da kabızlığa yol açabilir. Büyük lenf nodları bacaklarda ödem ve damar tıkanıklıklarına sebep olabilir. Nadiren mide, bağırsak, kemik, beyin ve akciğer gibi lenf nodu dışı tutulumlar da görülebilir.

“B SEMPTOMLARI”

Nedeni bilinmeyen yüksek ateş, aşırı gece terlemeleri, iştahsızlık, son 6 ayda vücut ağırlığının yüzde 10’undan fazla istemsiz kilo kaybı ve vücutta yaygın kaşıntı gibi belirtiler lenfomanın habercisi olabilir.

TANISI NASIL KONULUR?

Lenfomadan şüphelenilen hastalara kan tetkikleri, ultrason, bilgisayarlı tomografi ve doku tanısı için eksizyonel biyopsi yapılması önerilir. Uygun lenf nodu bulunamayan veya kansızlığı olan hastalarda kemik iliği biyopsisi uygulanabilir. Sinir sistemi tutulumu şüphesi varsa beyin omurilik sıvısı değerlendirilir.

HODGKİN VE NON-HODGKİN LENFOMALAR

Hodgkin lenfomalar çocukluk çağı kanserlerinde ikinci sırada yer alır ve en sık 20-40 yaş arası genç erişkinlerde görülür. Non-Hodgkin lenfomalar ise tüm lenfomaların yüzde 85’inden fazlasını oluşturur, genellikle orta ve ileri yaşta ortaya çıkar ve 30-40 alt tipi bulunur.

TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Lenfomanın alt tipi, evresi ve hastanın genel durumuna göre tedavi belirlenir. Kemoterapi, radyoterapi, immünoterapi, hedefe yönelik tedaviler ve CAR-T hücre tedavileri uygulanır. Yavaş seyirli lenfomalarda belirti yoksa “bekle-gör” yöntemi tercih edilebilir. Tedaviye dirençli veya nükseden olgularda kök hücre nakli yapılabilir.

ERKEN TEŞHİSİN ÖNEMİ

Erken teşhis ve tedavi ile Non-Hodgkin lenfoma olgularının yüzde 80’inden fazlasında tam yanıt sağlanabilmektedir. Hodgkin lenfoma ise kemoterapiyle tam şifa elde edilen ilk kanser türüdür. Lenfoma belirtileri görüldüğünde vakit kaybetmeden hekime başvurulmalı, uygun biyopsi ile tanı konarak tedaviye başlanmalıdır.

Kaynak: İHA