Türkiye gündemi son günlerde Mehmet Akif Ersoy’un gözaltına alınmasıyla başlayan ve giderek genişleyen operasyonları tartışıyor. Dosyada uyuşturucu, cinsellik ve para iddiaları yer alırken, kamuoyuna hızla sızdırılan gizli tanık ifadeleri soru işaretlerini artırıyor.
SUÇ TANIMI NET DEĞİL, “SUÇ ÖRGÜTÜ” KAVRAMI ÖNE ÇIKIYOR
Ruşen Çakır, kamuoyuna servis edilen ifadelerde yer alan ilişkilerin ve iddiaların büyük bölümünün özel hayat kapsamında değerlendirilebileceğini, buna rağmen dosyada bir anda “suç örgütü” tanımının devreye sokulduğuna dikkat çekti. Çakır’a göre suçun ne olduğunun netleşmediği bir tabloda, operasyonların kapsamının genişletilebilmesi ihtimali göz ardı edilmemeli.
“TORBA DAHA DOLMADI” VURGUSU
Çakır, operasyonların iki temel gerçeğe işaret ettiğini savundu: Birincisi, sürecin siyasi bir arka plana sahip olduğu; ikincisi ise dosyanın henüz kapanmadığı ve yeni isimlerin eklenebileceği. İktidara yakın medya organlarında yapılan “daha neler olacak” yönündeki yorumların da bu algıyı güçlendirdiğini ifade etti.

“TAHT SAVAŞLARI” VE “MAYIN TEMİZLİĞİ”
Yazıda, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ın değerlendirmelerine de yer verildi. Şık’ın süreci “taht savaşları” olarak nitelendirdiğini aktaran Çakır, operasyonların Erdoğan sonrası döneme ilişkin güç dengeleriyle bağlantılı olabileceği yorumunu paylaştı.
Bu çerçevede Bilal Erdoğan, Selçuk Bayraktar, Berat Albayrak, Hakan Fidan ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş isimlerinin kulislerde konuşulduğu, operasyonların ise “gelecek döneme yönelik bir mayın temizliği” olarak okunabileceği değerlendirmesi yapıldı.
“RAKİBİ EN ZAYIF YERİNDEN VURMA” STRATEJİSİ
Ruşen Çakır’a göre Mehmet Akif Ersoy dosyası, İslami hareketten gelen bir figürün yaşam tarzı üzerinden yıpratılması açısından kolay bir hedef olarak görülüyor. Bu durumun hem rakipleri zayıflatmayı hem de operasyonu yürüten çevrelerin kendi imajlarını güçlendirmeyi amaçladığı ileri sürüldü.
“İLK TAŞI GÜNAHSIZ OLAN ATSIN” UYARISI
Yazının sonunda ise dikkat çekici bir uyarı yer aldı. Çakır, özel hayat üzerinden itibarsızlaştırmanın meşrulaştırılması hâlinde, bu yöntemin herkese dönebileceğini vurguladı. Bu noktada Hz. İsa’ya atfedilen “Aranızda günahsız olan ilk taşı atsın” sözünü hatırlatarak, sürecin ahlaki ve siyasi sonuçlarına dikkat çekti.





