ŞOK - AK Parti’li eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, 2017 yılında görevdeyken Dikmen’de belediye lojmanı olarak kullanılan konutların satış ihalesini organize etmişti. Ancak kanunda, belediye başkanı ve yakınlarının görevden ayrıldıktan sonra üç yıl içinde ihaleye girmelerinin yasak olduğu açıkça belirtilmesine rağmen, ihaleyi Gökçek’in eşi Nevin Gökçek ile avukatlar Fatih Atalay ve Salih Çelen’in oluşturduğu iş ortaklığı kazanmıştı.

Melih Gokcek

Gökçek, görevinden ayrıldıktan sonra iki ay içerisinde boşaltması gereken dubleks konutta oturmaya devam etti. Satış, Gökçek’in konutlarda oturduğu esnada gerçekleştirildi.

Mansur-23

DAVAYI MANSUR YAVAŞ AÇMIŞTI

ABB Başkanı Mansur Yavaş ise Gökçek’in, belediye lojmanı olan Dikmen’deki konutları kanuna aykırı bir şekilde eşi Nevin Gökçek ile avukatları Fatih Atalay ve Salih Çelen adına satın almasına karşı dava açtı.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, satın alma işleminin usulsüz olduğuna ve Gökçek’in halen konut ve ofis olarak kullandığı taşınmazların Ankara Büyükşehir Belediyesi adına tesciline karar verdi.

Gökçek, bugün yaptığı açıklamayla "lojman davasını" kaybettiğini duyurdu. Yargıtay'ın, belediyeden satın aldığını açıkladığı lüks lojmanla ilgili olarak, "satış yazısında kendi imzası var" kararı verdiğini duyuran Gökçek, evi boşaltacağını bildirdi.

GÖKÇEK'TEN AÇIKLAMA

Gökçek'in açıklaması şu şekilde:

"7061 sayılı kanunla kamu ve belediye lojmanlarında oturanlara içerisinde oturdukları lojmanların satış hakkı getirildi. Ben de o tarihte bu maddeden yararlanarak içerisinde oturduğum lojmanın satışını belediyeden talep ettim. Ve şu anda içerisinde oturduğum evi eşim satın aldı…

Bugün, Mustafa Tuna döneminde satın aldığım bu evimle ilgili görülen davada Yargıtay süreci tamamlandı ve davayı kaybettim. Gerekçe olarak, 2017 yılında satışla ilgili belediye meclisine sevk edilen yazının altında benim de imzamın bulunması gösterildi.

Oysa satış kararı, o dönemki Belediye Başkanı Mustafa Tuna tarafından alınmıştı. Ben ise ilgili gayrimenkulü, o günkü rayiç bedelin yaklaşık yüzde 10 üzerinde, tamamen yasal çerçevede satın almıştım.

Şimdi belediye, bu satış bedelini tarafıma iade edecek ve ben yaşadığım evden çıkacağım.

Karar, kuşkusuz benim aleyhime. Fakat buna rağmen, adalet sistemimize olan inancımı ve verilen karara duyduğum saygıyı koruyorum.

Bu ülkede hukuk varsa, kararları hoşumuza gitmese bile ona riayet etmek hepimizin sorumluluğudur.

Benim durduğum yer belli: Her zaman hukuk, her zaman adalet.

Aynı saygıyı, yargı kararlarını kendi lehine olmadığında kabullenmekte zorlanan diğer siyasi partilerden de bekliyoruz.

Ayrıca “Melih Gökçek yargılanmıyor” şeklinde sürekli tekrar edilen söylemlerin ne kadar temelsiz ve toplumu yanıltıcı olduğu da bu süreçle birlikte bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Hukukun işleyişini siyasi malzeme yaparak gerçekleri çarpıtmak, ne adalete ne de millete hizmet eder."

Kaynak: HABER MERKEZİ