Gazeteci Ruşen Çakır, YouTube yayınında Türkiye’deki çözüm sürecine ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Sürecin şu anda bir duraklama evresinde olduğunu belirten Çakır, buna rağmen Kürt siyasi hareketi cephesinde bir panik havası gözlemlenmediğini söyledi.
Çakır’a göre sürecin yavaşlamasında yalnızca iç politik dengeler değil, Suriye başta olmak üzere bölgesel belirsizlikler de etkili. Meclis’te kurulan komisyonun rapor hazırlık sürecinin devam ettiğini hatırlatan Çakır, henüz net bir yol haritası ortaya çıkmadığı için bekleme halinin sürdüğünü ifade etti.
DEVLET ÇEKİNCELİ, KÜRT TARAFI BEKLEMEDE
Ruşen Çakır, mevcut tabloda bir endişeden çok merak ve temkinli bir bekleyiş olduğunu dile getirdi. Süreçte kullanılan dilin özellikle dikkatle seçildiğini vurgulayan Çakır, tartışmaların kaçınılmaz olarak Abdullah Öcalan başlığına gelip dayandığını söyledi.
İmralı’ya Meclis’ten bir heyet gönderilmesi ve bu heyetin hazırlayacağı raporun kamuoyuna nasıl yansıtılacağı meselesinin tartışma yarattığını belirten Çakır, yalnızca özet okunmasının DEM Parti cephesinde rahatsızlık yarattığını aktardı. Aynı rahatsızlığın örgüt yönetimi tarafından da dile getirildiğini söyledi.

“DEVLET, ÖCALAN’I MERKEZDE TUTUYOR AMA ÖNE ÇIKARMAKTAN KAÇINIYOR”
Çakır’ın değerlendirmesine göre, çözüm sürecinin fiili olarak Öcalan ile devletin ilgili kurumları arasında yürütüldüğü bilinen bir gerçek. Görüşmelerin zaman zaman doğrudan, zaman zaman dolaylı yollarla sürdüğünü belirten Çakır, devletin de Öcalan’ın bu yapı üzerindeki etkisinin farkında olduğunu vurguladı.
Ancak kamuoyundaki algı nedeniyle devletin, Öcalan’ı fazla görünür kılmaktan çekindiğini söyleyen Çakır, bu durumun sürecin önündeki temel siyasi eşiklerden biri olduğunu ifade etti.
“ÖCALAN OLMADAN İMKANSIZ, OLUNCA DA ZOR”
Ruşen Çakır, sürecin çelişkili doğasını özetlerken dikkat çeken bir ifade kullandı: Öcalan’ın devreye girmesi süreci mümkün kılıyor ancak aynı zamanda siyaseten zorlaştırıyor.
Çakır’a göre devlet, Öcalan’ın Kürt hareketine mesaj iletmesine sınırlı ölçüde izin veriyor. Özellikle yurt dışındaki Kürt organizasyonlarına gönderilen mesajların önünün açıldığını, buna karşın Türkiye kamuoyuna doğrudan seslenme konusunda hâlâ ciddi bir çekince bulunduğunu dile getirdi.
“HEYETTE OLSAYDI DENGE DEĞİŞEBİLİRDİ”
Çakır, CHP’nin İmralı’ya gitmesi planlanan heyette yer almamasının da sürecin seyrini etkilediğini savundu. CHP’nin çekimser kalmasına rağmen heyete temsilci vermesi halinde, ortaya çıkacak tablonun daha geniş bir siyasi meşruiyet yaratabileceğini ifade etti.
Bu durumda AK Parti, MHP ve DEM Parti’nin yürüttüğü çalışmanın kamuoyuna daha rahat anlatılabileceğini belirten Çakır, CHP’nin dışarıda kalmasıyla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi risk gördüğü için frene bastığını söyledi.





