Osmanlı Devleti, Cihan Devleti olurken en büyük güç şüphesiz ordusuydu. Ordunun en güçlü yanı ise ilk olarak uyguladığı savaş taktikleri, sonra ise kullanılan silahlardı. Savaşlarda kama, yatağan, balta,  kılıç, topuz gibi birçok silah kullanılırken 15. yüzyıl sonlarında ise barutlu silahlar da ordunun cephanesine eklenmeye başladı. Tüm bu kullanılan silahlar, Osmanlı'daki her şey gibi son derece estetik ve zarifti. "Silahlar nasıl zarif olabilir?" sorusu akıllara gelebilir ancak üzerindeki ince işçilikler bu silahları benzersiz yapıyordu. Kalkanlar ve zırhlarda özenli işçiliğin birer ürünüydüler.

ATLAR İÇİN DE MİĞFER YAPILIRDI

Osmanlı'da insanlar kadar atlar da önemliydi. Bu nedenle atlar için de miğferler yapılırdı. Üstelik bu miğferler de oldukça şık tasarımlardan oluşurdu. Yatağan ve kılıçların sapına ve kabzasına genelde işlemeler yapılırdı. Kabzaya sedef kakma, inci ve değerli taşlarla süslemeler yapılırdı. Ahşap ve metalden üretilen tüfeklerde ise bitkisel, geometrik motifler olur, ay-yıldız ve saltanat armaları tüfeğe işlenirdi. Ayrıca yarı değerli taşlar da tüfeğin süslemesinde kullanılırdı. 

Osmanlıda zırh olarak zincir zırh ön plana çıkmıştır. Hem vücudu saran zincir zırhlar, hem de miğferin altından başı koruyan zincir zırhlar kullanılırdı.

AYŞE ADLI

Muhabir: Münevver Beyza Morgil