CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Türkiye gündemini meşgul eden uyuşturucu ve bahis operasyonlarına ilişkin Cumhuriyet gazetesine yaptığı açıklamalarda sert ifadeler kullandı. Sürecin bir hukuk pratiği olmaktan çıktığını savunan Özel, yürütülen soruşturmaların “itibarsızlaştırma” ve “algı yönetimi” aracına dönüştüğünü söyledi. Gizlilik kararı bulunan dosyalardan yapılan sızıntılara ve gözaltı görüntülerinin günlerce servis edilmesine dikkat çeken Özel, “lekelenmeme hakkı”nın açıkça ihlal edildiğini dile getirdi.

“SİYASİ OPERASYONLARI HUKUKİ GİBİ SUNUYORLAR”

Soruşturmaların sunuluş biçimini eleştiren Özel, iktidarın kamuoyuna belirli bir mesaj vermek istediğini savundu. Operasyonların kapsamı üzerinden bir algı oluşturulmaya çalışıldığını belirten Özel, şu ifadeleri kullandı: “Bak futbolcuların, kulüp başkanlarının, AK Parti’ye yakın isimlerin de üzerine gidiliyor. Bu CHP’ye özel bir operasyon değil diyerek yaptıkları siyasi operasyonları hukuki gibi göstermeye çalışıyorlar.”

Bu yöntemle toplumun belirli kesimleri üzerinden itibar suikastı yapıldığını söyleyen Özel, sürecin adalet duygusunu zedelediğini vurguladı.

“TELEFON ŞİFRESİNİ VEREN, KENDİNİ GAZETEDE GÖRÜYOR”

Dosyalarda gizlilik kararı olmasına rağmen kişisel yazışmaların basına sızdırıldığını öne süren Özel, vatandaşların soruşturma sürecinde devlete duyduğu güvenin sarsıldığını söyledi. Bu durumu çarpıcı bir örnekle anlatan Özel, şu sözleri kullandı:

“Sen gidiyorsun, telefonunun şifresini veriyorsun. Sonra sabah bir kalkıyorsun, o telefondaki konuşmalar gazetelere çıkmış.”

Özel, Istanbul Cumhuriyet Bassavciligi’nı da eleştirerek, gizli soruşturmaların kişileri toplum önünde zor durumda bırakacak şekilde kullanıldığını iddia etti. Gözaltı uygulamalarına da tepki gösteren Özel, sanatçılara yönelik operasyonlarda orantısız bir görüntü verildiğini savundu.

“20 sanatçıyı alırken sanki uyuşturucu baronu alır gibi gözaltına alıyorlar. Bu görüntüler 15 gün boyunca dönüyor. Sonuçta sadece üçünden uyuşturucu çıkıyor, kalanlarına ‘pardon’ deniliyor. Bu 17 kişinin itibarını kim geri verecek? Lekelenmeme hakkı diye bir şey var. Bugün savcı eliyle insanlar lekeleniyor.”

“BARONLARA DOKUNAN YOK”

Uyuşturucuyla mücadelenin uluslararası bir suç alanı olduğunu hatırlatan Özel, Türkiye’nin transit ülke konumuna sık sık dikkat çekildiğini ancak büyük sevkiyatların arkasındaki isimlerin ortaya çıkarılmadığını savundu. Limanlarda ele geçirilen tonlarca uyuşturucuya rağmen “muhatap” sorusunun yanıtsız kaldığını belirten Özel, şu sözlerle tepki gösterdi:

“Gemi belli, gönderen belli. Bu malın Türkiye’deki muhatabı kim, hiç ortaya çıkmadı.”

Vitrin operasyonları yapıldığını ima eden Özel, büyük suç örgütlerine dokunulmadığını öne sürerek, “Bir baron var. Baronun bir mankenle, bir ses sanatçısıyla ya da sokaktaki torbacıyla muhatap olması mümkün mü? O barona operasyon yapan yok” dedi.

Uyuşturucuyla mücadelede samimiyet sorgulaması yapan Özel, eleştirilerini şu cümleyle özetledi:

“Senin ana dağıtıcıyla bir derdin yoksa uyuşturucuyla da derdin yok demektir. Ya bir algı operasyonu yapıyorsundur ya da baronu biliyorsun ama dokunamıyorsundur.”

“MİLLİ PİYANGO SİTESİ KUMARHANE GİBİ”

Bahis ve kumar meselesine de değinen Özel, iktidarın söylemleriyle uygulamaları arasında ciddi bir çelişki olduğunu savundu. Millî Piyango’nun özelleştirilmesini hatırlatan Özel, kurumun internet sitesinin fiilen bir kumarhane gibi çalıştığını iddia etti.

“Kumarhane açık olsa, giden kol çekiyor. Şu an resmi olarak Millî Piyango’nun sitesinde kol çekme var. Sanal bilye, misket yarışı var. Eskiden 9 günde bir bilet alınırdı, şimdi beş dakikada bir bahis var. Spor müsabakaları dışında 128 bahis oyunu var. Buraya elini veren kolunu kaptırıyor.”

Vatandaşların dijital izleri nedeniyle sürekli bahis sitelerinin hedefi haline geldiğini söyleyen Özel, sorunun temelinde ekonomik çıkmaz bulunduğunu vurguladı. Özel’e göre, ev ya da araba sahibi olmanın neredeyse imkânsız hale gelmesi, insanları çaresizlik içinde kumara sürüklüyor.

“Sorunun kökünde yoksulluk ve umutsuzluk var” diyen Özel, bahis düzeninin bu zeminde büyüdüğünü savundu.

Muhabir: ERHAN ALVEROĞLU