ŞOK- Geçirdiği kalp krizinin ardından 18 gün yoğun bakımda kalan ve tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybeden DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, bugün İstanbul’da düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlanıyor. Anma töreni, Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Törene çok sayıda siyasetçi, sanatçı ve vatandaş katıldı. Türk bayrağına sarılı tabutla AKM’ye getirilen Önder'in cenazesi, alkışlarla ve göz yaşlarıyla karşılandı. 

Ggggff

5 soruda kentsel dönüşüm 5 soruda kentsel dönüşüm

Barış Yarkadaş'tan canlı yayında çarpıcı iddia! '30 milletvekili istifa edecek' Barış Yarkadaş'tan canlı yayında çarpıcı iddia! '30 milletvekili istifa edecek'

"BABAMIZA VEDA EDİYORUZ"

Törende Önder’in kızı Ceren Önder Kandemir, babasına hitaben yazdığı mektubu gözyaşları içinde okudu. Boğazı düğümlenerek yaptığı konuşmada salonun duygusal anlara sahne olmasına neden olan Kandemir, salondaki birçok ismi ağlattı.

Ceren Önder'in babası Sırrı Süreyya Önder'e yazdığı mektup şöyle

"Ben ben ne zaman şey yazsam, babamı arayıp telefonda sesli okurdum. Onunla biz tek bir kişi gibiydik, çünkü sanki kendime okur gibi okurdum, onu okurken hatalarını görürdüm. Ona geçen hafta bir mektup yazdım. Onu size okumak istiyorum.

Şimdi ona sesli okuyorum. Beni duyduğunu biliyorum baba. Baba hayatın bütün rengi gitti. Benim bildiğim hayat bitti. Yeni bir hayat başlıyor şimdi. Ürkütücü bilinmezliklerle dolu. Daha önce hiç duymadığım bir şeyi senden duyma ihtimalimin kaybolduğu mavrasız.

Kendimi bildim bileli seni kaybetmekten korktum. Bu benim tek kabusum, zaafım, burnumdaki sızı, yutağımdaki yumru, karın ağrımdı. Öyle iyi, öyle benzersizdin ki bu adam bana sadece ölerek acı çektirebilir derdim.

Gece gece çaldığın kemanın, cümbüşün, udun sesi, bir çırpıda ezberden okuduğun şiirler, günde beş kere ve her birinde sanki yeni buluşmuşuz gibi bir heyecanla çıktığımız kahveler, evlere sığamayışın, kimseye kıyamaman, iyiliğe üşenmemen, kimseye gücenmemen.

Kalp kırmaktan bile daha çok korkman birinin onurunu kırmaktan. Baba kalbim kırık diye arardım. Baba grip oldum. Baba öksürüğüm geçmiyor. Baba kedim öldü. Baba aşık oldum. Baba uyku tutmadı.

Ben babalığına çok doydum. Şimdine kadar verdiğin tek bana değil oğluma ve onun çocuğuna bile yeter. Bir babaya ihtiyacım kalmayıncaya kadar doyurdun beni.

Ben ben ne zaman bir şey yazsam, babamı arayıp telefonda sesli okurdum. Onunla biz tek bir kişi gibiydik, çünkü sanki kendime okur gibi okurdum onu okurken hatalarını görürdüm. Ona geçen hafta bir mektup yazdım. Onu size okumak istiyorum. Şimdi ona sesli okuyorum. Beni duyduğunu biliyorum baba.

Ben ben ne zaman bir şey yazsam, babamı arayıp telefonda sesli okurdum. Onunla biz tek bir kişi gibiydik, çünkü sanki kendime okur gibi okurdum onu okurken hatalarını görürdüm. Ona geçen hafta bir mektup yazdım. Onu size okumak istiyorum. Şimdi ona sesli okuyorum. Beni duyduğunu biliyorum baba. Baba hayatın bütün rengi gitti. Benim bildiğim hayat bitti. Yeni bir hayat başlıyor şimdi.

Ürkütücü bilinmezliklerle dolu. Daha önce hiç duymadığım bir şeyi senden duyma ihtimalimin kaybolduğu mavrasız. Kendimi bildim bileli seni kaybetmekten korktum. Bu benim tek kabusum, zaafım, burnumdaki sızı yutağımdaki yumru karın ağrımdı. Öyle iyi, öyle benzersizdin ki bu adam bana sadece ölerek acı çektirebilir derdim. Gece gece çaldığın kemanın, cümbüşün, udun sesi, bir çırpıda ezberden okuduğun şiirler, günde beş kere ve her birinde sanki yeni buluşmuşuz gibi bir heyecanla çıktığımız kahveler, evlere sığamayışın, kimseye kıyamaman, iyiliğe üşenmemen, kimseye gücenmemen, kalp kırmaktan bile daha çok korkman birinin onurunu kırmaktan.

Baba kalbim kırık diye arardım. Baba grip oldum. Baba öksürüğüm geçmiyor. Baba kedim öldü. Baba aşık oldum. Baba uyku tutmadı. Ben babalığına çok doydum. Şimdiye kadar verdiğin tek bana değil, oğluma ve onun çocuğuna bile yeter. Bir babaya ihtiyacım kalmayıncaya kadar doyurdun beni.

Ama dostluğuna doyamadım. O dostluğa doyulur mu? Şimdi öfkelenmek istiyorum. İki hafta sonra Barış Protokolü imzalanacak. Sonra rahatız. Ameliyat da olacağım. İki haftada ne olacak demene kızmak istiyorum. Açlık grevlerine, cezaevlerine, işkencelere. Bir tek kendinle ilgilenmeyişine kızmak istiyorum. Yapamıyorum. Bana Kandıra Cezaevinden gönderdiğin bir mektup yüzünden kızamıyorum.

Gidecek yolu olmayan, bir amacı olmayan ama hep yanında olan bir babayı sen istemezdin demişsin. Şimdi gitmek zorunda olmamanı istemez miydim? Sana öfke duyanlar için yoksulluğun ve yoksunluğun öfkesi bu sakın içinde nefret biriktirmiyordun? Doğduğundan beri yoksulluk, yoksunluk ve yetimlikle geçen ömründe sen öfkeni nereye sakladın? Ben hiç görmedim.

Llllll-2

Herhalde kalbine. Bir tek bir tek mülk edinmeden ikinci bir kaza almadan, kimseden bir şey istemeden borçsuz ve hürçsüz boğazını değil, onurunu besleyerek yaşadığın bu dünyadan gidiyorsun baba. Giderken neşemin birazını Can ve Yasin'e bırakarak ama rengin tamamını alarak sana doyuncana sevgi verebildim.

Her gün söyledim sevdiğimi, doyuncana öptüm, kokladım. Şimdi tüm renklerim de senin olsun. Gerçi sen orada da dostlarını bulursun. Gülten abla nerede? Pervin abla nerede? Artık dinlen turna kuşum. Biz iyi olacağız. Çocuklara hep seni anlatacağım.

Şakaların, ağzımızda eğreti dursa bile taklit etmeye çalışacağız. İçimde tam tarif edemediğim bir huzur var şimdi. Artık mücadele etmek zorunda olmadığını bilmenin huzuru. Seni ayakta son gördüğümüz gün bize bir poşet portakal ve bir kutu yumurta vermiştin.

Can için daima bir cebinde mandarin, bir cebinde fıstık ezmesi taşımanı, teneke kutulardaki ballara ve dinlenme tesislerine olan özel sevgini hiç unutmayacağım. Seni ayakta gördüğümüz son gün arabana binmeden önce bize söylediğin son cümle kulağımı tırmalıyor şimdi.

Can onun düğününü görmeden gitmeyeceğim. Tutmadığın sözün yoktu. Gittin mi? Barışı görmek istiyordun. Çocukların yetim kalması kalbini parçalıyordu. Sütten de ağzın hiç yanmıyordu.

Bir tür barış mıydı bilmiyorum, ama hastane koridorlarındaki sınıfsız, bayraksız, hüzünlü, umutlu kalabalıkta barışa benzer bir şey gördüm ben. Gözün arkada, aklın bizde kalmasın. Bana güzel sesinle okuduğun dizelerle Biliyorum yağmur yağmaz yukarı doğru yeniden. Acımaz olur. Silinir, gider izi bıçağın. Ama hiçbir rüzgar dolduramaz boş kalan yerini. Bir yaşamdan ötekine birlikte uçan turnaların yerini gökyüzünde. Seninle gurur duyuyorum."

H H H H-1

GÖZYAŞLARINI TUTAMADILAR

Ceren Önder’in konuşması sırasında salonda ön sırada oturan DEM Parti Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Ahmet Türk ve eski milletvekili Leyla Zana gözyaşlarını tutamadı. Buldan, Zana ve Türk çözüm süreci döneminde Sırrı Süreyya Önder’le birlikte yürütülen barış görüşmelerinde aktif rol oynamıştı.

G G G G G-4

Sırrı Süreyya Önder’in ani kaybı, sadece siyasette değil, kültür ve sanat camiasında da büyük üzüntü yarattı. Önder'in cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER'İN VEFATININ ARDINDAN ÜNLÜ İSİMLERDEN MESAJ YAĞIYOR
 

Muhabir: Erhan Alveroğlu