ŞOK - Barış Terkoğlu’nun bugün yayımlanan köşe yazısına göre, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/13270 numaralı iddianamesi, Türkiye'de veri güvenliğinin geldiği vahim tabloyu ortaya koydu. 2021 yılında CİMER’e yapılan bir ihbarla ortaya çıkan olayda, yaşları 18-22 arasında değişen gençlerden oluşan bir grup, devletin birçok önemli sistemine yasa dışı erişim sağlayarak milyonlarca veriyi çaldı.
Sanıklar arasında 18 yaş altı 13 kişi bulunduğu için onların dosyaları çocuk mahkemelerine ayrıldı. Yani sistemli bir veri hırsızlığı çetesi çocuk yaşta kişilerden oluşuyordu.
COVİD TESTİNDEN EVLENDİRMEYE KADAR HER ŞEY
İddianameye göre sanıklar, Türkiye’nin en kritik kamu sistemlerine sızarak çarpıcı işlemler gerçekleştirdi. Sağlık Bakanlığı’nın sistemine girerek kişileri sahte şekilde Covid-19 pozitif veya temaslı olarak gösteren zanlılar, e-reçete düzenleyip sağlık raporları da yazdı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın e-Okul sistemine erişerek öğrencilerin not bilgilerini değiştirdikleri tespit edildi.
Pol-Net’e giriş sağlayarak GBT sorgulamaları yaptıkları belirtilen şüphelilerin, İçişleri Bakanlığı’nın nüfus sistemine sızıp bazı kişileri sistemde “ölü” olarak kayıttan düşürdükleri kaydedildi. Aynı zamanda sigorta şirketlerinin veri tabanına girerek sahte kasko ve poliçe belgeleri hazırlayan sanıklar, belediye sistemlerine de sızarak evlendirme işlemleri gerçekleştirmiş.
YÖK, üniversiteler, CİMER, tapu, araç ve GSM veritabanlarına kadar neredeyse tüm kritik sistemlere erişim sağlayan şüphelilerin, kişisel verilere ulaşarak bu bilgileri üçüncü kişilere pazarladıkları da iddianamede yer aldı.
ERDOĞAN’IN VERİLERİ DE SATILIKTI
Barış Terkoğlu’nun aktardığına göre iddianamede yer alan en çarpıcı bölüm şu: “H.A’nın telefon incelemesinde yurt dışı GSM numarasına kayıtlı tespiti yapılamayan kişiye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve bakanların isim, soy isim ve TC kimlik numaralarının yer aldığı kişisel verilerin gönderildiği görülmüştür.”
Yani sadece vatandaşların değil, bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da kimlik bilgileri yasa dışı yollarla yurtdışına servis edilmişti.
“RAPOR BİLE HAZIRLARIM, YETER Kİ SEN İSTE”
Yazışmalarda geçen ifadeler ise adeta bir suç ilanı gibi. Sanıkların kendi aralarındaki mesajlar şöyle: “Eğer bir problemin olursa tüm paneller var. Savcı, polnet, hekim okul, hatta işe gitmek istemiyorsan rapor bile hazırlayabilirim, yeter ki sen iste.” Savcılık bu mesajların sanıkların bilgisayarlarından çıktığını ve gerçekliğini doğruladı.
"HALA O KAPI AÇIK"
Barış Terkoğlu, yazısının sonunda ise dikkat çeken şu uyarıyı yapıyor: “Hırsızların peşinden koşarken ardınızda bıraktığınız kapının hala açık olduğunu unutmayın.”
Veri güvenliğinden sorumlu kurumların bu skandallara karşı kayıtsız kaldığını, BTK Başkanı’nın adına bile sahte e-imza çıkarıldığını hatırlatan Terkoğlu, bu sistemin çöküşünün sadece “dijital” değil, “devlet güvenliği” boyutuna ulaştığını belirtiyor.