Teknoloji ve internetingelişmesiyle birlikte iletişim ve eğlence alışkanlıklarımız da değişti. Çoğu zaman dışarı çıkmamıza gerk kaladan elimizde akıllı telefonlarımızla birlikte adeta küçük dünyalar tutuyoruz.

İNSANI TATMİNSİZ YAPIYOR

İşimiz, yemeğimiz, arkadaşlarımız, sağlık randevumuz her şeyimiz telefonda. Hal böyle olunca eğlence içinde her boş vaktimizde kısa videolar izleyip sözde kafamızı boşaltıyoruz. Oysa uzmanlar, "kısa video bağımlılığı" olarak tanımlanan bu durumun, dopamin salınımını bozarak dikkat dağınıklığı, motivasyon kaybı, stres, depresyon ve uyku bozuklukları gibi birçok psikolojik ve toplumsal soruna yol açtığını belirtiyor.

Medicana Konya Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Op. Dr. Yaşar Karataş konuyla ilgili, "Özellikle sosyal medyada günümüzde kısa videoların tercihi özellikle çok fazla arttı. Sosyal medyada izlediğimiz bu kısa videoların olağanüstü yüksek derecede artmasından dolayı da kısa video bağımlılığı kavramı ortaya çıktı."

"Kısa video bağımlılığı, video izleme isteğinin ertelenememesi, sürekli video izleme isteği, bunun yanında sürekli video izlemekten dolayı da kaynaklanan günlük yaşam aktivitelerinin de ötelenerek geriye ertelenmesi olarak tanımlayabiliriz. Kısa video bağımlılığı insan beyninde birçok biyokimyasal değişikliklere yol açarak psikolojik, fizyolojik, organik ve insan yaşamında toplumsal problemlere neden olmaya başlamıştır" diyor.

'ACELECİLİK VE SABIRSIZLIK YARATIYOR'


Bu videoların insanda tatminsizlik hissine neden olduğunu söyleyen Op. Dr. Yaşar Karataş, "Hızlı değişen içeriklere alışan beyin özellikle konsantrasyon yeteneğini yitirmekte, dikkat süresi azalmakta, motivasyon gerektiren işlerin yapımında zorlanmalar ortaya çıkmaktadır. Bunun yanında kısa video bağımlılığı kolay ve hızlı hazza neden olarak insanda acelecilik ve sabırsızlık davranışını da ortaya çıkarıyor."

"Bütün bunların yanında bilişsel fonksiyonları da bozarak stres, depresyon ve uyku bozukluklarına sebep oluyor. Kısa video izleminin bu yan etkilerinden sakınmak için kısa video izleme süresini kısa tutmalıyız. Bunun yanında normal günlük yaşam aktivitelerine ağırlık vermeliyiz" şeklinde konuştu.

Muhabir: ELİF AKSU