ŞOK - İstanbul 12. Sulh Ceza Hakimliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik “yolsuzluk” iddiasıyla yürütülen soruşturmada tutuklu şüphelilerin aylık tutukluluk incelemesini yaptı. Tutuklu 10 şüpheli cezaevinden SEGBİS sistemiyle ifade verirken, hakimlik, operasyonda tutuklanan ve görevinden alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yerine avukatı Mehmet Pehlivan’ı duruşmaya çağırdı. Mahkemenin, şüpheli veya avukatının tutukluluk incelemesinde hazır bulundurulabileceğine ilişkin kanun maddesini dar yorumlamasından şikayet eden Pehlivan, “Yalnızca müdafinin hazır bulunduğu bir inceleme kişinin doğrudan kendini ifade etme hakkını ortadan kaldırır” diyerek, “Talepte bulunmayı hukuken ve vicdanen anlamlı ve yararlı bulmuyorum” dedi. Mahkeme, İmamoğlu dahil şüphelilerin tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
T24'te yer alan habere görei, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk iddiasıyla başlatılan soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 12 Haziran 2025 tarihinde soruşturmada tutuklu olan bir kısım şüphelinin, aylık tutukluluk incelemesini düzenleyen CMK 108/1 maddesi gereğince tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Başsavcılığın talebini İstanbul 12. Sulh Ceza Hakimliği değerlendirmek için aynı tarihte duruşma açtı.
10 ŞÜPHELİ CEZAEVİNDEN İFADE VERDİ
Hakimlik, CMK 108/1 maddesinde tutukluluk halinin gözden geçirilmesi duruşmasının şüpheli veya müdafinin dinlenilmesi suretiyle yapılabileceği belirtildiğinden; şüphelilerin dinlenilmesine karar verdi ve cezaevine sesli ve görüntülü sistemle (SEGBİS) bağlandı. SEGBİS’le cezaevinde tutuklu bulunan şüpheliler Alper Aydın, Elif Güven, Güldem Şık, Harun Cengiz Beğenmez, Kamil Timur Delibaş, Orçun Muhittin Yılmaz, Serdar Haydanlı, Serkan Öztürk, Umut Şenol ve Adem Tuncay ifade verdi. Şüpheliler, tahliyelerini talep etti.
'İMAMOĞLU'NUN KENDİNİ İFADE ETME HAKKI ORTADAN KALKTI'
Aylık tutukluluk incelemesinde cezaevinde bulunan İmamoğlu yerine ise avukatı Mehmet Pehlivan duruşmada hazır bulundu. Mahkemenin şüpheli veya avukatının tutukluluk incelemesinde hazır bulundurulabileceğine ilişkin CMK’nın 108/1 maddesini dar yorumlamasından şikâyet eden Pehlivan’ın, mahkeme tutanağına da yansıyan açıklaması şöyle:
“Her ne kadar CMK'nın 108. maddesi tutukluluğun en geç 30'ar günlük sürelerle incelenmesi sırasında şüpheli veya müdafinin dinlenmesini öngörse de hem şüphelinin hem de müdafinin hazır bulunmasının mümkün olduğu, olanakların buna uygun olduğu durumlarda bu maddenin dar ve temel hakları zedeleyecek şekilde yorumlanması, yani yalnızca biriyle yetinilmesi Anayasaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve adil yargılanma hakkının özüne açıkça aykırıdır. Zira yalnızca şüphelinin hazır bulunduğu bir inceleme kişiyi hukuki yardımdan yoksun bırakır, yalnızca müdafinin hazır bulunduğu bir inceleme ise kişinin doğrudan kendini ifade etme hakkını ortadan kaldırır. Bu durum savunma hakkının özüyle bağdaşmaz ve temel hukuk ilkeleriyle telif edilemez.
'ANİDEN HABER VERİLDİ'
Bunun ötesinde müvekkilimizle ilgili öteki incelemelerde ve şu an huzurunuzda yapılmakta olan incelemede ne müvekkil ne de müdafi makul sürede bilgilendirilmemiştir, aksine İstanbul gibi büyük bir şehirde ulaşım ve hazırlık olanaklarının sınırlı olduğu bir ortamda yalnızca telefonla ve aniden haber verilmek suretiyle hazır bulunmamız istenmiştir. Üstelik gelinmediği takdirde barodan müdafi atanacağı yönünde haksız bir uyarı yapılmaktadır, bu uygulama hukuk güvenliği ilkesinin ve insan onurunu zedeleyen ağır bir hukuka aykırılıktır.
'ADİL YARGILANMA HAKKININ İHLALİ NİTELİĞİNDE'
Ayrıca vurgulamak isterim ki yapılan tutukluluk incelemelerinde soruşturma dosyasının tamamı çoğu zaman incelemeyi yapacak yargıcın önüne sunulmamakta, yargıç dosyayı yeterli inceleme imkanı bulmadan karar vermektedir. Bu durum yalnızca şekli değil maddi anlamda da adil yargılanma hakkının ihlali niteliğindedir.
'TALEPTE BULUNMAYI HUKUKEN VE VİCDANEN ANLAMLI BULMUYORUM'
Tüm bu açık hukuka aykırılıklar nedeniyle şu anda huzurda bulunuyor olmama rağmen tutukluluk konusunda beyanda ve talepte bulunmayı hukuken ve vicdanen anlamlı ve yararlı bulmuyorum. Bu denli açık hukuka aykırılıkların olduğu yerde adil bir karar verilmesinin mümkün olmadığı kanaatindeyim. Bugün burada bulunmamın tek sebebi hukuka aykırılıkların tarih önünde kayda geçmesini sağlamaktır. Yargıçlığınızdan başkaca bir talebimiz yoktur.”
'ORTAK ALANDA YATIYORUM'
Duruşmada savunma yapan bazı şüpheliler de şunları söyledi:
Şüpheli Elif Güven: “Ben yurt dışından kendim gelip teslim oldum, kaçma ihtimalim zaten yoktur, adli kontrol şartıyla da olsa tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum.”
Şüpheli Güldem Şık: “Ayın 24'ünde tutuklandım, Silivri'de yatarken Sakarya'ya nedensiz bir şekilde gönderildim, ortak alanda yatıyorum, hijyen şartları yeterli değildir, her yerimde yaralar çıkmaya başladı, ailemden kilometrelerce uzağım, kaçma şüphem yoktur, kendim teslim oldum, adli kontrol şartıyla da olsa tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum.”
Şüpheli Kamil Timur Delibaş: “23 yıldır imalat sektöründeyim, hiçbir belediyeyle ve iştirakle bu 23 yıllık zamana kadar çalışmadım, iş almadım, ihale de almadım, suçlamalarla benim hiçbir alakam yoktur, hiçbir belediye çalışanını da tanımıyorum, neden tutuklu olduğumu gerçekten anlayabilmiş değilim, bu süreçte de kanser tedavisi görüyorum, adalete sonuna kadar güveniyorum, ama en kısa zamanda da tecelli etmesini umuyorum.”
Şüpheli Orçun Muhittin Yılmaz: “Suçlamalara karşı önceki savunmalarımda tek tek beyanda bulundum, geçen zamanda 30'a yakın kişi etkin pişmanlıktan yararlanmak için beyanda bulundu, bu beyanlarda benim ismim yoktur, ben avukatım, kendim giderek teslim oldum, yerim yurdum bellidir, kaçma şüphem yoktur, 16 yıllık avukatım, tutuklu olmam mesleğime büyük zarar vermektedir, en ağır adli kontrol şartıyla da olsa tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum.”
Şüpheli Serkan Öztürk: “Geçen SEGBİS'de 15-20 yıldır hiçbir hesabım olmadığını belirterek incelenmesini istedim ancak 15 yıldır kullandığım hesabımı inceleyin şeklinde zapta geçmiştir, MASAK hesap incelediğini beyan etmiş ise de benim kullandığım hesap yoktur, ihaleye girmedim, kimseyle telefon görüşmem yoktur, herhangi bir yerde imzam da yoktur, tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum.”
TAHLİYE TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Hakimlik, duruşma sonunda, şüphelilerin tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.