Gazeteci Barış Terkoğlu’nun paylaştığı gizli tanık ifadeleri, Mehmet Akif Ersoy soruşturmasını aşarak siyasetin merkezine taşındı. Söz konusu ifadelerde Süleyman Soylu’nun adının geçmesi, kamuoyunda yeni bir tartışmanın kapısını araladı.

Ruşen Çakır, gizli tanık anlatımlarını değerlendirirken, iddiaların mantık sınırlarını zorladığını söyledi. Çakır, anlatılan tabloyu “gerçeküstü” olarak nitelendirerek, bu tür beyanların hiçbir yargılama yapılmadan dolaşıma sokulmasının ciddi bir sorun olduğunu vurguladı.

süleyman soylu gazeteyazıyor-1

SOYLU’DAN NET YALANLAMA

Çakır’ın aktardığına göre Süleyman Soylu, iddiaları kesin bir dille reddetti. Eski İçişleri Bakanı, Mehmet Akif Ersoy ile yalnızca Trabzon’daki bir kitap etkinliği kapsamında temas kurduğunu, bunun dışında adı geçen ortamlara dair herhangi bir bağının olmadığını ifade etti.

Ruşen Çakır’a göre asıl mesele, tek tek iddialardan çok daha büyük. Çakır, gizli tanık sistemiyle ilgili şu çarpıcı değerlendirmeyi yaptı:
Bu sistem, bir kişinin tek bir beyanıyla insanların itibarını yerle bir edebiliyor. Bugün Süleyman Soylu’nun adı geçiyorsa, bu herkesin mağdur olabileceği bir yapının varlığını gösterir.

İFADELER NASIL SIZIYOR?

Çakır, soruşturma dosyalarındaki gizli tanık ifadelerinin daha en başında medyaya sızdırılmasını da sert biçimde eleştirdi. Henüz ifade alma süreci tamamlanmadan bu bilgilerin kamuoyuna ulaşmasının tesadüf olmadığını belirten Çakır, bu tür sızıntıların soruşturmayı yürüten makamların bilgisi dışında gerçekleşemeyeceğini söyledi.

Çakır’a göre yaşananlar, masumiyet karinesinin nasıl aşındırıldığını bir kez daha ortaya koyuyor. Yargılama olmadan, delil tartışılmadan isimlerin dolaşıma sokulması, sadece bireyleri değil, hukuk düzenini de zedeliyor.

Muhabir: ELİF AKSU