Türkiye, son günlerde peş peşe gelen gözaltılar ve tutuklamalarla gündeme gelen uyuşturucu operasyonunu konuşuyor. Operasyon kapsamında Mehmet Akif Ersoy ve Ela Rümeysa Cebeci’nin tutuklanması, ardından bazı AK Parti’li isimlerin “dosyada daha büyük isimler var” çıkışı ve Sadettin Saran’ın ifadeye alınması, sürecin yalnızca adli değil siyasi yönünün de sorgulanmasına neden oldu.
Bu tabloyu değerlendiren Deniz Zeyrek, Nefes’teki köşesinde operasyonun perde arkasına dair AK Parti kulislerinde konuşulan üç temel soruyu ve bu sorulara verilen yanıtları aktardı.
“İSTANBUL YARGISI ADALET BAKANINI BOŞA MI DÜŞÜRÜYOR?”
Zeyrek’in aktardığı ilk soru, operasyon sürecinin siyasi koordinasyonuna işaret ediyor. Yazıda, Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran’ın yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Yılmaz Tunç’u ziyaret ettiği ve bu görüşmenin ardından Saran’ın yurt dışı çıkış yasağının kaldırıldığı hatırlatılıyor.
Ancak kısa süre sonra Saran hakkında yeniden yurt dışı çıkış yasağı getirilmesi ve gözaltı sürecinin gündeme gelmesi, kulislerde “Adalet Bakanı boşa mı düşürüldü?” sorusunu doğurdu. Zeyrek’e göre bu durum, yargı içinde farklı odakların devrede olduğuna dair soru işaretlerini artırdı.

“HABERLER NEREDEN SIZDIRILIYOR?”
İkinci soru, soruşturma bilgilerinin medyaya nasıl ve kimler aracılığıyla servis edildiğine odaklanıyor. Zeyrek, özellikle iktidara yakın bazı medya organlarında operasyonla ilgili haberlerin önceden ve detaylı biçimde yer almasının dikkat çektiğini vurguluyor.
Bu yayınlarda Mehmet Akif Ersoy ve Sadettin Saran’a yönelik sert bir dil kullanılırken, iktidara yakın başka bir gazeteci grubunun ise Ersoy’a destek veren bir tutum sergilemesi kulislerde “seçici sızdırma” iddialarını gündeme getirdi. Zeyrek’e göre bilgilerin iktidar yanlısı medyanın tamamına değil, belirli bir gruba aktarılması tesadüf değil.
“SIZDIRILAN BELGE VE BİLGİLERDE ADI GEÇENLERİN ORTAK ÖZELLİĞİ NE?”
Üçüncü soru ise dosyada adı geçen isimlerin siyasi bağlantılarına işaret ediyor. Zeyrek, gizli tanık ifadelerinde yer alan bazı isimlerin özellikle belirli siyasi figürlerle ilişkilendirilmesine dikkat çekiyor.
Bu kapsamda Fahrettin Altun, Süleyman Soylu, Ömer Çelik, Hakan Fidan ve Numan Kurtulmuş gibi isimlerin farklı bağlamlarda dosyaya dolaylı biçimde temas ettirilmesinin kulislerde “hedef tahtası” tartışmalarına yol açtığını aktarıyor.
Zeyrek’e göre bu isimlerin ortak noktası, yeni sistemde bürokrasinin öne çıkmasından rahatsız olan ve siyasetin geri plana itilmesini eleştiren aktörler olmaları.
“BONUS SORU” VE DİKKAT ÇEKEN İPUCU
Deniz Zeyrek, yazısında bir de “bonus soru”dan söz ediyor ancak bu sorunun yanıtını henüz paylaşmıyor. Yalnızca şu ipucunu veriyor: Son dönemde parlatılan bir siyasi figür ile Mehmet Akif Ersoy’un giderek karartılan profili yan yana konulduğunda, kamuoyunda bilinçli bir algı inşası yapıldığı izleniminin güçlendiğini söylüyor.
Zeyrek’e göre, AK Parti kulislerinde konuşulan bu sorular ve yanıtlar, uyuşturucu operasyonunun yalnızca bir adli süreç olarak değil, siyasi dengelerle iç içe geçmiş bir tablo olarak okunması gerektiğini gösteriyor.





