AT yarışı müdavimlerinin uğrak yeri ve Türk at yarışçılığının en önemli merkezi olan Veliefendi Hipodromu’nu yarışların olmadığı bir gün Gazete Yazıyor okurları için ziyaret ettik. Veliefendi Hipodromu yarış dışı günlerde de siz ziyaretçilerini bekliyor. Oyun parkları, spor ve piknik alanlarının dışında yürüyüş yolları ile gününüzü geçirebileceğiniz harika bir yer. Güzel havalarda şehrin ortasında sevdiklerinizle ve ailenizle hosça vakit geçirilebilecek, yeşillikler içinde temiz hava soluyabileceğiniz bir yer.

PİKNİK ALANLARI DA VAR

Türkiye Jokey Kulübü piknikçiler için özel masalar yaptırmış. Burayı bilenler yarışların olmadığı zamanlarda şehrin ortasında bir vahayı andıran Veliefendi’de ağaçlık alanda piknik yapıyor. Veliefendi Hipodromu’nda pistlerin yanı sıra eküri haraları, at pansiyonları, apranti okulu, at hastanesi, rehabilitasyon merkezi, müze, sergi salonu ile vatandaşlar için piknik alanları ve yürüyüş yolları da bulunuyor.

VELİEFENDİ’NİN İLGİNÇ HİKÂYESİ

Bu alanın arazisi, Osmanlılar zamanında gözde bir mesire yeri idi. Sultan III. Mustafa tarafından Şeyhülislâm Veliyüddîn Efendi’ye hediye edildi. O da bu arsayı mesîre yeri olarak vakfetti ve burada kendine ufak bir köşk yaptırdı. Arazinin bakımını üstlendi, çeşmeler de inşa ettirdi. Kendisi öldükten sonra arazinin bakımına devam edilsin diye, sağlığında vasiyet bıraktı ve bunun parası için dükkânlar, evler vakfetti. Bir süre, ‘Veliefendi Çayırı’ olarak faaliyet gösteren bu yer, daha sonra at yarışı alanına dönüştürüldü. 1911 yılında Enver Paşa, Almanlardan meydana gelen bir bilim kurulu oluşturdu. Onlardan, at yarışları için kullanılabilecek uygun bir arazi bulmalarını istedi. Almanlar da bunun için Veliefendi Çayırı’nın kullanılmasını önerdi. Hipodrom da buraya yapıldı. Dünyada uzun yıllardır yapılan ve ülkemizde Veliefendi Hipodromu sayesinde tanınan at yarışları, ülkemizin kültürünü ve yapısını değiştirmiştir.

(ALİ BALTACI)

Muhabir: Hande Durmaz