Finans dünyasında “hızlı büyüme borçla olur” düşüncesi neredeyse genel kabul haline gelmişken, Amerikalı finans uzmanı ve yazar Dave Ramsey, bu anlayışın tam karşısında duran isimlerden biri olarak öne çıkıyor. Yıllardır milyonlara finansal rehberlik eden Ramsey, dev şirketini hiçbir kredi kullanmadan kurduğunu anlattı.

Ramsey’ye göre borç, yalnızca finansal bir yük değil; aynı zamanda özgürlüğü sınırlayan bir bağımlılık.
Borç risk demektir; borçlu borç verene bağımlıdır” sözleri, onun finansal duruşunu özetleyen temel cümlelerden biri.

10 MİLYON DOLARLIK ARAZİYİ BİLE NAKİTLE ALDI

Ramsey’nin büyüme stratejisindeki en dikkat çekici örneklerden biri, şirket kampüsü için satın aldığı 10 milyon dolarlık arazi. Çoğu şirketin krediye yöneldiği böyle bir yatırımda Ramsey ve ekibi, yıllarca birikim yaparak nakit toplamayı tercih etti.

Yeterli fon biriktiğinde araziyi satın aldılar; ilk binayı da yine tamamen nakitle inşa ettiler.
Bu yaklaşım, COVID-19 döneminde borç yükü nedeniyle çöken şirketlerin aksine, Ramsey’nin kuruluşunu sarsıntısız bir şekilde ayakta tutmayı sağladı.

S 89D3A87Cf11Dfc9F54Ccd33089C8E1A66151Aa13

GAYRİMENKULDE “POZİTİF KARTOPU” ETKİSİ

Ramsey’nin gayrimenkul yatırımlarındaki yöntemi de aynı çizgide.
Kredisiz alınan her mülk, borç yükü taşımadığı için hemen pozitif nakit akışı üretmeye başlıyor. Bu nakit akışı ise bir sonraki yatırım için kaynak oluşturuyor.

Ramsey bu modele “pozitif kartopu etkisi” diyor: Bir mülk, diğerini finanse ediyor ve büyüme organik şekilde devam ediyor.

“İŞ–YAŞAM DENGESİ BİR MİT”

Başarı yolunda romantize edilen “iş-yaşam dengesi” kavramı konusunda da oldukça sert. Ünlü milyarder Jimmy John Liautaud’un sözlerine atıf yaparak şunu vurguluyor: “Sıfırdan başlıyorsan iş–yaşam dengesi yoktur; bu bir illüzyondur.” Ramsey’e göre girişimciliğin ilk yılları, fedakârlık olmadan ilerlemiyor.

“KİMSE GELİP SENİ KURTARMAYACAK”

Ramsey’nin en sert ama en gerçekçi tavsiyesi ise girişimcilerin kulağına küpe olacak türden: “Kimse gelip seni kurtarmayacak. Kendini kötü hissetsen bile yapman gerekeni yap.” Başarıyı, tek bir ani motivasyonla değil, yıllar süren disiplin, tekrar ve dayanıklılık ile açıklıyor.

Ramsey, özellikle Z ve Y kuşağının enerjisini, üretkenliğini ve hızlı öğrenme kapasitesini överken;
kolay çözüm arayışı” ve “hak edilmişlik hissi” konusunda eleştirilerini dile getiriyor. Ona göre gerçek servet, “mikrodalgada pişen çözümlerle değil, yıllar süren birikimle” oluşuyor.

Muhabir: ELİF AKSU